Kabuğu sana meyilli

acısı bana

diş aramda biriktirdiğim işteş sancılar

çıkışı yok

kaçışı yok

bir düş kırığından bütün hamasetim

başkaldırmam başkalarına

-nasıl anlaşılıyorsa artık-


Çekip çıkarmadın gözlerini şakaklarımdan

Tenezzül etmedin gerdanıma sokulmayı

Kabullendim artık

Alametifarikasını yitirdim kelimelerimin

Hiçbir inanca sığmıyor dediklerim

Şair bile sayılmıyorum senden uzakta

Fakat senin kalbinde putlar vardı taptığın

Senin kalbinde putlar vardı benden önce yaptığın


O kadar sığmıyoruz ki boşluğa eksilmemiz lazım

Haydi kalbim sendele

Artık bir şeylerin olmasını beklemek

Sadece bana değil

Newton’a da hakaret

-bilmem kaçıncı yasası-

Çünkü yüzüm hala kapı seslerinle yankılanıyor

Gördün mü?

Hiçbir enerji kaybolmuyor.

Hatta şiddetli depremler günleri kısaltıyormuş.

Senden sonra 24 kere şahit oldum.

Ben senin zelzelelerinden çok yoruldum.



Biliyordum en başından

Senin kalbinde putlar vardı taptığın

Senin kalbinde putlar vardı benden önce yaptığın

Bu gemi daha çok su alırdı

Fakat denizi bitirdik

Sen de kır artık gönlünün fay hatlarını.

Sahi,

ne kadarını susmuştuk konuştuklarımızın?