Gidişiyle birlikte Madak, okurlarına acılı bir baharat mahallesi bıraktı, yani son eseri olan Pulbiber Mahallesi'ni. Pulbiber Mahallesi’nin, yayım yılı ve yazıldığı tarih itibarıyla okuduğumuzda Grapon Kağıtları ve Ah'lar Ağacı eserlerinden farklı bir duygu ambiyansı çerçevesinde yazıldığına şahit oluyoruz. Şairin 2000 ve 2002'de yayımladığı şiirlerinden farklı olarak daha yenilikçi, zamana uygun kelimeler türettiğini ve bu anlamda netice itibarıyla bazı şiirlerinin duygudan çok göze hitap etmiş olduğunu görüyoruz. Madak, ne kadar çok göze hitap etse de içimizdeki Didem'in orada yaşadığını bizlere bir mısra, bir kelime ile gösteriyor. Didem Madak için, bendeniz onun ısrarcı okuyucusu olarak şunu açıkça belirtmeliyim ki: Didem Madak bir şairin dışında, benim için içimde sessiz kalmış kelimeleri, cümleleri bana şiirleriyle heceleyip okutan, içimdeki Tenere'nin sesini fark etmemi sağlayan, bir kız çocuğunun karanlık dünyasını kanatlı kelimeleri ile aydınlatan bir Noel perisi. Sizlerin tavsiyenizi bilmem ama benim tavsiyem bu dünyaya bir kapı tıklatmanız.


Zaman ile arkadaş, ölüm ile şiirleşmiş biri olan Madak’a selam olsun ve hep var ol!