Dişlerimizi kamaştırır onların yıldızları

Düşünce çürüten, ses soldurtan onların notaları...

Gövdenin ardındaki savaşta bir bir giren kurşunlara, 

Aht olsun! 

Kalpteki yenilgiye sığınan kuşlar;

Her bir kanat sesini söktüren kurşunlara...

Demirle yoğrulan bizim kalplerimiz. 

Ellerimizin gücü bundan. 

Biz biliriz ki ne yüzün güzelliği diri bir candır 

Ne ısırgan tadında o fikirler 

Bizim kurşundan yapılma merhametimiz,

Dövülen bir yüreğimiz var. 

Gökler altında çığlıklarımız değil, 

Gözlerimizin altında ufalanan gözyaşlarımız var. 

Aht olsun! 

Bizi yakıp kavurana. 

Çıkılmadık bir tepe, 

Sığınmadık bir bozma çatısı kalmadı. 

Bırakıldık demirden kalma adamlığımızla. 

Oda içinde, pencere ardında susturulmaya zindan edilmiş ruhlarımızla. 

Ne güzel yüzleri vardır onların bir çiçeğin yaprağından yapılma. 

Ne beylik sözleri vardır onların, dişlerinin arasından öğütülerek dudaklarına bırakılma. 

Ama biz! 

Merhamet zincirlerine vurulmuşuz, gaddar bileklerimizle isyanımızı ovuyoruz. 

Kılıçlarımızı kalplerimize vuruyoruz. 

Biz ne güzel adamlarız.