Uyumadığım gecelerin uçurumunda,
Saatler solgun bir duvar gibi susar.
Göz kapaklarımda eski rüyalar,
Sokağa düşmüş çocuklar gibi üşür.
Kaç şiir doğurdu gözlerimdeki halkalar?
Kağıtlara dökülen her kelime,
Bir dua gibi yükselir odanın tavanına,
Ama tanrı hep uzak, hep sessiz.
Bazen ters çevrilmiş bir şemsiye gibiyim,
Bir avuç yağmur tutarım,
Bir avuç kırık zaman.
Ve ellerim bir baharı çağırsa da, hep kış kalır içimde.
Kaç kere açtım avuçlarımı göğe?
Kim bilir, belki göçüp giden bir kuş görür diye,
Ama bu şehirde sabahlar bile adı olmayan,
Ve ben hep yarım kalan bir cümle.