Üzerine yaşamak kaygısını çekmiş, hırkasında sahipsiz adreslere inat, bir güne bir gül diyerek geçmek istiyorum buradan. Buradan çünkü, anlamını yitirmiş bir zamana rastladım. Rastgele deyip, geçip gidecek gücüm de yok. Bir ad vereceksem bulunduğum yani var olduğum yeryüzüne dünya demek, beni daha ne kadar yorabilir? Evet yorulmaktır bana dünyada bağışlanan. Bizi yoğuracak olan da yorulmanın alnından geçiyor. Ben yoğuruyorken zihnimi, yorulmak saçlarıma bağlandı. Bağlansın duvarlara bir harf ve başlasın ölüm, kursağımızda boğulan hasret damgalansın sayfalara. Yaşamak bana söylesin. Açık açık vursun kılcal damarlarımdan. Neydi yaşamak serüveninden bizi alıkoyan?


Alıkonulmuş ordunun, alınmış alınganlığıyım ben. Seferden dönen bir tarafım var. Gül bahçesinde büyüyen sümbül kadar yalnızım. Bu yalnızlığımdan tüm insanlık nasibini alırken üzerine alınan bir tek ben değilim elbet. Yaşasın yakınan, üzerine alınan herkes. Başlasın savaş, kılıcını çeken herkes hazır olsun. Yaşamak biraz da yalnızlıktır, yaslansın gövdeme yalnızların yalnızlığı.


Kayıplar dolduruyoruz ömrümüze. Kazananlar bir o kadar kaybediyor yaşamak seyrini. Mağlup bir tarafımız, diğer tarafımızsa çiçek satıcılardan farksız. Fark etmek için bir ulak bekliyoruz. Haber vericiler sağır oysa ki. Alıcılar muamma, zaten yoktular. Uzun bir yola çıkmış gibi yaşamak. Bizden kilometrelerce öteden bizi izliyor, biz onu. İzlemek için sıraya giriyor halk. İte kalka gidiyoruz bir adım daha erken boğulmak için. Yaşamak halatını boynumuzdan bağladılar. Nefes almak, nefes vermek kadar.


Biliyorum en az, en çok kadar. Bana sırtını dönüyor hayat. Omzumu bir el çoktandır yakaladı. Yürümek, geçmek kadar anladım. Anlamak beni kalbimden vurduğu gün yerle bir oldum. Vuruldukça bir zambak büyüyor odamda. Büyütücü bir yanımız var öfkemizi. Örselemek kaç zamandır dostça yaklaşıyor can evimize. Hayat ağacında asılı kaldık. Merhamet beyaz bir papatya elimizde. Kopardıkça küçüldü dünya. Bir biz sığamadık yaşamak penceresine. Neydi unuttuk, adına yaşamak dedikleri o güzel yolculuğu. Hatırlayan birileri varsa bu da bir şey.


Dağ başındaki oluk oluk akan, akmayan çeşmeler gelir aklıma. Hüzünlenirim suyun yalnızlığına. Ama bilirim yaşamak sessiz ve heybetlidir orada. Ben yaşamak pınarından kana kana içmeyeceksem, hayat dedikleri kaygılar ordusuna katılmam ne kadar zor olabilir. Haydi bir yerlerden kıvılcım versin, sahne hazır. Başlasın yaşamak ve bitmesin hayat. Ben hazırım, sen hazır mısın dünya?