Ahşap çerçeveli bir camın ardından
Bir ardıca bakarak inciler işledi dualarına
Çocukluğunun ait olduğu yerdi burası
Öylesine içtendi gölgesinde verilen nefes
Şeker kabuklarıyla bezemişti gövdesini ağrıların
Ağzımda hissizleşmiş acı bir kök tadı oldu bu yaşamak duygusu
Suları çekilmiş bir gölet gibi çer çöp dolu tüm ışığı çok yerler
Bulamıyorum müsait yer kendimi bırakacak
Biliyorum içime dolmuş birer hüzün harflerim
Gidenlere duyurmak istediklerimle dolu
Kulaç kulaç özlem dolu
Ben ki alışkınım canımı yakmaya
Köpüren derelerin bozduğu yollarda çamura bulanmış
Tüm boş yerleri defterlerimin
Kederime paha biçemedim o vakitten beri
Tutsaklığıma af istiyorum her gündüzün gecesi
Bu susmuş halime ses
Bilsem bile artık konuşmak için çok geç