Af dilenecek ve affedilecek şeyler mutlaka vardır. Bu hikayelerde hatalı af dilemedikçe hatasını, haklı affetmedikçe af dileyeni sırtında taşır. Bu hususta hak yiyen haktan, haklılığını arayansa hakikatten uzaklaşır. Herkesin penceresi, hayata baktığı bir pencere vardır ve her pencerenin önünde hakikati bulanıklaştıran da bir örtü vardır. Yandaşı çok olan hakikati mi buldu? Aynı bulurlu pencereden baktılarsa? Daha çok göz aynı şeyi gördü diye, şeffaf bir örtüden bakılmadığı halde, hak arayışı adil midir? Bu dünyada hiçbir ruh buna hakemlik edecek kadar temiz değildir. Yani neticede ne maktül, ne mühlik belirgindir. Bu nedenle şeffaf bir şeyin kalmadığı, her oluşumun da ortak inanış özelinde topraktan geldiği ve ona döneceği, ömür biçilmiş, sonlu bir dünyada, ne üstünlüğün, ne de küskünlüğün akıllıca tarafı vardır.
Af ile Afçının Yükü
Yayınlandı