ağaçlar yürürken dökülür,

kaybolur günışığında ısısı gözlerdeki karanlığın

sevgilim bilmediğim dilde konuşur

-weran ezim malim xirab, halim, xirab.

ben bildiğim dilde düşünürüm, ne demek bu şimdi aceb.


ağaçlar yürürken dökülür 

ben konuşurum. 

hoşuna gitmiş olacak ki hayat altını çizer,

hoşuna gitmiş olacak ki babam altımı kazar,

senin ellerin yalanla/r yıkar

senin ellerin yalanlar yıkarmış

ben unuturmuşum,

bir yalanı yıkayıp çamaşır iplerinde kuruturmuşum.


ağaçlar yürürken dökülür,

ortaya çıkar müstakil kuşların cılız yuvaları

kenar mahallelerde kuş cıvıltılarının,

allahın önemi yoktur

kanıma karışır egzoz ve çalıntı araba teypleri.


ağaçlar yürürken dökülür, çırılçıplak,

mezar başlarında tanımsız,

okşanır kabukları simsiyah yazıların.

bildiğim dilde sorular sorup sevgilim,

-mezarlıklar günün hangi saatinde kapalı olur?

ben bilmediğim dilde düşünürüm

-miri nikare haberde

anlamak, kursağımda oturur.


ağaçlar yürürken dökülür,

ben aksarım.