-I- (Ana hatunun ağıtıdır)


Toplanın kızlar,

Düğün var düğün!


Fukara cismim üzülmesin

Zengin gönlüm yerinmesin

Kaderin kör kuyusu kurumasın!


Düğün var düğün!


Irmaklar çağlaşır

Toprak ana çığrışır

Kuşlar cıvıldaşır

Gökyüzü inleşir

Bugün diyem sana

Bugün ölümü koynuna almış

Yiğidimin düğünüdür,


Düğün var düğün!


Ey gidi kalabalık ne güzel şenlenir,

Güzel kızlar

Güzel oğlanlarla ne güzel dertleşir,

Çiçekleri hüzünlerin

Ne güzel yeşerir

Adı güzel kendi güzel yiğidim

Toprakla ne güzel sevişir!


Düğündür bugün, kızım haber yolla

Yedi cihanın eli açık ağalarına

Gönlü bol kadınlarına,

Sevişmenin tadına varmamış kız oğlan kızlara,

Bıyığı yeni terleyene, beline su yürüyene,

Hep bunlara de ki,

Düğünü var kavuşmanın,


Düğün var düğün,


Benim kefeni yiğidimin

Akça memelerimden beslediydim,

Açtım kapılarını cennetinin

Teslim ettim ellerimle

Bu düğün asırlar sürecek

Ben de varınca hakettiğim cennetime,


Ah yiğidim,

Can yiğidim,

Yüreği dağlı,

koç yiğidim!


Düğünümdür cennetin.

Velev ki gitsen kıyısına cehennemin,

Ant olsun ki tükürüğüm söndürür onu

Seni defalarca bastığım göğsüm buzulun olur,

Ey Tanrım bilesin,

beni engellemeye yetmez hiddetin!


Düğünümüz var yedi cihanın milleti hey!

Düğün var düğün!




-II- (Baba beyin ağıtıdır)


Neredesin oğlum,

Kızılında şafağın

Baldıran gibi

Dolaşır damarlarımda

Dehşetin gölgesi.

gözlerin,

Bakar mısın bana yine onlarla

Yoksa...

Solaktın 

Kızardık, şeytan işidir; sağ elinle ye diye,

Izdırabım o ki şu an, sol elinin bedduası mıdır yokluğu sağ elinin?

Neredesin oğlum,

Saçların dalgalanırken rüzgarda,

Ağır mı geldin dünyaya,

Sevgini taşıyamadı mı bu yengeç sepeti,

Desene, sen sığdırdın şu koca dünyayı yüreğine de

Yüreğin mi fazla geldi ona.

Küçüktün,

Soğukta sokulurken koynuma

Pek bir çelimsizdin

Titreyerek sorardın,

“Eve vardık mı baba?”

Vardık oğlum,

Defalarca.

Şimdi,

Yol önümüzde bir mızrak gibi

Çok kere saplanırken bağrıma,

Ah gençliğim,

Ah yitik masumiyetim!

Neredesin oğlum,

Ateş oldu her yer, koyu kırmızı ve kan sıcak,

Gökyüzü kara,

Gözlerim gibi...

Çaresiz bakınmaktayım,

Aslında şimdi değil sadece,

Görünmez oldu ne zamandır bu dünya,

Perdeledi insanın kibri her şeyi,

Ve hırsı ve gururu ve ikiyüzlülüğü,

Habil ve Kabil'den beri Azrail'e ne hacet,

Memuruyuz ölümün.

Neredesin oğlum,

Tek bir parça olsa yeter senden,

Adresi belli,

Toprağı sererim senin için üstüne

Ve soğutmak için içimdeki kor ateşi,

Söyle oğlum;

Çok görmesin huzuru o güzel ruhuna,

Sevgili kadim dostumuz, 

Doyumsuz ama dürüst ölüm.



*Fotoğraf, 2013 yılında Reyhanlı’da meydana gelen patlama sonrası basında yer almıştır.