Özgür bir aşkla bakıyorum sana, benim aslında olmadığım kadar. Ellerine doluyor rüzgâr artık saçlarımı ve hissediyorum uzun zamandan sonra nefes alış verişlerim sağlam. Ciğerlerim, havayı

-ruhumun seni içine çekmesi gibi aslında, sevgili Apollo- alıyor içine, hafifliyorum. Yarı yarıya senin omuzlarında artık bu aşkın yükü. Sen elini biraz da olsa taşın altına koyunca, dikleşti kendi güzelliğinde taht kuran adam. Belasını bulmuş ama bu saniyeler geçerken artık özgür dilim! Unutamayacağım seni, yazıp sildiğim yüzlerce satırı üstümden attığım gibi. Maalesef söküp atamayacağım tek yük sensin, çünkü o yükle hafifim ben. Sen yoksan tüm ağırlığın batıyor ciğerlerime. Buradasın ve ben özgür bir aşkla bakıyorum sana, özgürce konuşuyorum korkmadan -senden. Sonunda.