Yıkılsın devlet

Simetrik göğüslü kadının kollarında.


Köşeye sıkışsın matematik.

Bırakalım iki kaypak birbirini vursun.

Kulplu camlar rafımın en üstünde dursun.

Düzenli lakırdılar kemirsin kafanı

Kurup elimde saatli bombayı

At iki bebeğin kucağına

biri erkek, biri ölümlü olsun.

Donsun İbrahim

Mancınığın başında iki kardeş sevişmeden.

Şimdi taleplerim gözden geçirilsin

Kaç çocukluk yaşamışımdır

İki şehrin iki çelişkili semtlerinde.


Peçeli anneler koridorlardan kovulur

Memur babalar gelir ve annesiz kalmaz

Çankaya'lı bebek.

Neşeli anneler koridorlardan kovulur

Sanatçı babalar gelir ve evsiz kalır

Şalvarlı bebek.


Kadim bir gelenek hapseder

Rüşd'e dayalı Gazzali ruhumu.

Sığdırır bedeni mabed korkuluklarının

Arasınasığdırırkorkulukların bedeni mabed

En medeni halimle reddederim ben seni

Düzenli sevmek ruhumuzda var güzelim.

Alıntılarsın anlatılarımı beni andığında

Kültürlü görünmek bir avrupalı rüyasıdır.

Başımın dibinde bağırmasana

Sana yazdıklarımı duyamıyorum.


Gün gelir iki baltalı lavuk kasabamıza gelir

Biri "liyakat nedir?" diye geyirir

Diğeri açlığıyla bir köşede geberir.

Belki de cümlelerim geceni incitir.

Boşversene şimdi redifi, uyağı...

Sen beni hangi aralıklarla arzuladın

Bana ondan bahset.


Sevgilim benim dudaklarım şarapla yıkandı

Bu morluk ondandır.

Sen isveç zemzemi seversin,

Bir de babanın yumruklarını.

Yetiştirdiğim her fasulye filizlendi

Görmediğim her çocuk iki karış mezarda.

Bu melodiler

Sana bir yerden tanıdık gelecektir.

Yeşil gözlü neneler seni hırpalayacaktır.

Her doğu durağında bir mahpusluk inecektir.

Sözlerim sırtını tırmalayacaktır.


Anneme benzeyen her kadının paçasında

İranlılarla ağlayacağım.


Menzilimde iki peygamber var

Şimdi tekinin hakkından geleceğim.

Hoşça kalın.