Dar bir sokaktan geçtiler. Çok kalabalık gibi görünen, ama terkedilmiş bir kent havası veren büyük meydana çıktılar. Adamın evi buradaydı. Girip girmemekte ikircikli bir duygu beliriyordu aklında.


"Ev nasıldı? Girdin mi?" diye sordum.


“Girdim. Daha önce görmediğim tarzda bir evdi. Karakteri vardı, yaşanmışlık ve yalnızlığın kokusuyla harmanlanmış bir karakter. Okunmuş kitaplar. Bileklerini unutamadığı bir kadından kalan bir hediye.

Kullanmadığı bir ocak, üzerine ara sıra sallama çay yaptığı bardağı yıkayıp devirdiği bulaşıklığı koymuştu.

Penceresi,doğuya bakıyordu.

Bilindik, alışılagelmiş bir düzeni yoktu ama kendine has bir düzeni vardı.

Bu onu bilinen ve alışılmış olandan daha da güvenli kılıyordu.”



*Yazsam mı, yazabilir miyim diye düşündüğüm öykü’ye böyle başladım.

Devam etmeyi deneyeceğim.

6-7 sayfalık klasik uzunlukta bir öykü deneme düşüncesindeyim.


Fhulya | 08.23