Kalp insanın evidir. Sığınır insan evine, köşe bucak kaçtığı fırtınanın dehşetinden. Isınır şefkatin sıcaklığıyla. Sonrasında sevinir, döndüğünde onu tekrar bulduğuna.

Çünkü bilir ki nereye giderse gitsin, sığındığı en derin yerdir orası.


Bazen dağınıktır o evin içi. Toplamaya nerden başlayacağını bilmezken en nihayetinde yine kalbinin kabuk tutmuş yarasından başlarsın. En zoru budur belki de, en kalabalık ve bulanık olanı.


Bazen de temizlersin, fazlalıktan arındırır, pak bir kalp bırakırsın. Akabinde Yaradan'ın sevgisiyle doldurur her an onun huzuru ile mesrur olursun.

Ona ne kadar iyi bakarsan ve saf tutarsan o nisbette ortaya çıkar parlaklığı ve süzülür derinlerden, yüreklerin ruhuna...


Duvarlarda çatlak ve kırıklar vardır. Her baktığında yıkılacak korkusuyla endişe ettiğin, ızdırap duyduğun. O kırıkların üstünü ne kadar kapatırsan kapat geride kalan izleri takılır hep yüreğine. Zaman der susarsın...


Bir daha susarsın...

Ebede kadar...