Ön kapıdan geçmeye çalışan bir azap var Hacip yakala onu.

Küflenmiş sarayıma tenezzül ediyor, korkuyorum Hacip.

Bunca yıllanmış tozları silkeleyecek, bilmem hangi köşede unuttuğum hikayemin üstü açılacak.

Altın kapıda paslanmış kilit korumaz bizi Hacip. Sen verdin bu direnişi yalnızız biliyorsun.

Ne gerek vardı bunca yalnızlığa, kötü bir alışkanlık değil de ne?

Ahh Hacip ah.

Bırak o elindeki tüfeği, bize bizden çok kim zarar verebilir?

Öğren artık, yaşamak neymiş, öğrenelim. Ben bu penceresiz saraydan çok sıkıldım. Bakarsın bu azap öğretecek bize sevmeyi. Bu surlar, bu kapılar ya bizi korumuyor, zarar veriyorsa?

Neyse, bırakalım bu soruları...

Gördün mü bak, azap da kaçtı. Korkma Hacip korkma, kimse merak bile etmiyor bu küflenmiş sarayı. Hadi gel, biraz daha uyuyalım.