Dramatik Soru
Babası ve kendisiyle ruhsal çatışmalar yaşayan Sinan, babasıyla benzer huy ve karakteristik özelliklere sahip olmadığını kendine kanıtlayabilecek mi?
Tek Cümle
Edebiyata olan ilgisi sonucu kendine has fikirlere sahip ve kibirli hareketler sergileyen, üniversiteyi yeni bitirmiş Sinan’ın, yazdığı kitabının babasından farklı olduğunu kendine kanıtlamak için kendisi, babası ve toplumla yaşadığı çatışmalar sonucu kendisiyle benzer gayretler içerisinde bulunan babasını ve babasıyla aynı kuyuda yol aldıklarını fark etmesi.
Karakterler
Sinan (üniversite mezunu öğretmen adayı, yazar, toplumdan uzak, kibirli, babasına benzemekten korkuyor.)
İdris (sorumsuz bir baba, kumara batmış ve toplumdaki saygısını yitirmiş bir öğretmen.)
Asuman (anne, kocasından umudunu yitirmiş ama halen seviyor, tek umudu oğlunun bir şeyler başarması.)
Hatice (umudunu, hayallerini ve beklentilerini hayatını olağan akışına bırakmış ve bunların sonucunda evlenen bir genç kadın.)
Süleyman (her şeyin farkında olan ve değiştirmek yerine bazı şeyleri kabullenen bir yazar.)
İmam Veysel (hakikati sorgulamaktansa dinin perdesi ardında kendisini kandırarak korkak bir yaşam süren imam.)
İmam Nazmi (hakikati sorgulamakla kendini kandırmak arasında kalmış cesur denemeyecek kadar çekingen, korkak denemeyecek kadar sorgulayıcı bir imam.)
Olay Örgüsü
Üniversiteden yeni mezun olmuş Sinan, nefret ettiği memleketine geri döner. Bu nefretinin en büyük nedeni daha otogarda iner inmez kendisini karşılar. Babasının borçlularıyla gelir gelmez yüzleşen Sinan’ın tek hedefi üniversite zamanı yazdığı kitabı bastırabilmek ve sonrasında nefret ettiği kasabasından kurtulabilmektir. Kitabını bastırabilmek için ödeneği sağlamaya çalışan Sinan, kasabasının belediyesi ve kendisine önerilen kişilerle görüşür ve karşılaştığı sonuç kendisini şaşırtmaz. Etrafındaki insanlara büyük bir kibirle bakan Sinan, bu kibri sonucunda hiç çekinmeden kitabın orta yerinden konuşur gibi herkese düşüncelerini açıkça ifade eder. Fakat asıl nefretinin sahibi babasına karşı bu tavrını koruyamaz ve hep kaçamak iğnelemelerle fırsat bulduğu anlarda nefretini kusar kumarbaz babasına. Eskiden saygıdeğer bir öğretmen olan babasını şimdilerde kumara düşkünlüğü ve sonrasında gelen haciz olayları sonucunda sürekli suçlar ve kibirli bir tavır sergiler. İnsanların kaçışlarında çok büyük bir yere sahip dini, insani sıfatla sergileyen imamlar karşısında yolda yürürken hayat ve hakikate dair uzun soluklu bir tartışma gerçekleştirdikleri sırada topluma nefretinin tamamını kusmasına karşılık sürekli kaçmaya çalıştığı babasını bir şekilde koruyucu bir tavır sergiler. Bu koruyucu tavrı tam olmasa da babasının durumunu anlamak adına soru işaretleri olarak da görülebilir. Fakat sonrasında babasından kurtuluşu olarak gördüğü kitabını bastırmak için intikam alırcasına babasının en değer verdiği köpeğini satar ve bu parayla sonunda kitabını bastırır. Kendince başardığı galibiyet sonrası istediği maddi geliri elde edememiş olmasının sebep olabileceği bir şekilde askere gitmesi kurtuluş yolu olabilir. Askerde geçirdiği süre boyunca düşünme olanağı olacak ki geri geldiğinde belki de kararsız düşüncelerine bir son vermek adına babasının yanına gider. Babasının onu sahiplendiğini gören Sinan, babası olmaktan korkmaya bir son verir ve kendi oluşunu kabullenmeye başlar. Bu kabullenmenin sonucunda babasının da kuyudan su çıkarma çabasının kendisine benzer bir varoluş arayışının içerisinde olduğunu fark eder. Son sahnede de asıl meselenin Sinan’ın kitabının satması, babasının kuyudan su çıkarması değil bu yoldaki arayış, bu yoldaki ilerleme olduğu gösterilir.