İnce ince yağan yağmur, o kadar güzel kokuyordu ki. Soğuğun bütün cefası uçup gidiveriyordu. Soğuk havayı seven ruhlara bir armağan niteliğindeydi bu koku. Tüm hücrelerimi bu kokuyla doldurmak ister gibi derin bir nefes aldım. Yağmurun tenimdeki küçük dokunuşları çok güzel duygular uyandırıyordu bende. Evet hava soğuktu ama benim içimde çiçekler açıyor, kuşlar uçuşuyordu. Saçımın uçlarından damlalar akıyordu yere. Umurumda değildi. Ahmak ıslatan bu oluyordu demek. Doğanın bu müthiş olayına kayıtsız kalmayanlara ahmak demek doğru muydu gerçekten? O ki gök gürültüsü gelişini müjdeler, gökkuşağı gidişini. Yere indiği vakit tohuma can, hayvana su olur. Beslemediği tek canlı yoktur. Ben de o yüzden ıslanıyorum ya işte. Ruhumu beslesin yağmur, diye.