1
ölüm rengine bürünmüş
bir Ahmet Erhan portresi gibi
dolaştım kendi kıyılarımda
yalnızlığı çileden çıkaracak kadar yalnızdım
elimi düğmelediğim ayağımla
bir çağdaş ve müslim olarak
kendime sığındım
yenilgimde bu kadardı
boğulmalarım da…
2
bütün aşklarım çoğul çıktı
neden ve nasılsa
bir sevenimi aradım
o derin ücralarda. yoktu
konuştular. onlar hep konuşurlar
çoktular
kum tıkadım kulaklarıma
bütün aşklarımı yalnız bıraktım
kendi çoğulluğumda
3
şimdi tekil bir yaban gibi
dolanıp duruyorum yollarda
yok ki sevenim
var mı sevenim
çoktan gömüldüğüm o uçurumda
ışık kusarak bekledim
alkolün verdiği ayazda
sanki. yoktum. bir hiçtim.
4
yalnızlığımla vardım
denizimin kıyıları hep çoğuldu
kendimdim. o kadardım.
tebdil gezdim ölümün uçurumlarında
çoktum. o kadardım.
dizüstü oturup denizine baktım
ayna değildi. azı yok bir suydu
yalnızlığımla vardım
5
ışığım beni bıraktı artık
ateş böceği topladım karanlıklarıma
6
aklımı bir toplasam
bitecek son isyan. ne?
yenilenler bilir: var mısın, yok musun
sorusu hep bellidir, yanıtı yoktur
ölümüne bağırıyorum:
-gelecek isyan! gelecek isyan!
7
yenilgime bir inansam
çağdaş ve devrimci olarak
gün ışığı görürdüm, sevgili dünya
her şey çünkü bir içim su
ve denizse bir cigara içimi uzaklığında
8
sanki hayatın dipnot evresindeyim
ve ne çok yaşlıyım
kuru otlar fışkırıyor her yanımdan
bir elimde ateşi, bir elimde suyu tutsam
9
her ölüm kendini bekler
bir yarasanın ömrü kadar yaşadım
-sahi, bir yarasa ne kadar yaşar?
10
ışığım söndü, kalbim dindi
bir anka masalıydı yaşadığım
sondum, sonuncuydum
yalnızlık ancak bu kadar taşardı
fışkırırdı bazan, öyleydi
ve usulca akardı. kalbimden
olsa olsa ömrümle yaşıttı
11
beni yalnızlığımla vurdular o gece vakti
kalbimi su ile yuğdular o gece vakti
öldüğümü bile söylemediler
bedenime sözüm vardı bir şafak üzre
alnımı kumla ovdular o gece vakti
12
tenimde ışıyan bir ışık çiçeği
bu kadar yoracağını bilmezdim
sevgilim… benimle yıka ellerini
13
mesela alfabenin 14. Harfinde ölmek
yarım kalmış bir ansiklopedinin sayfalarında kalmak…
adamım,
kendini kıran bir dal kadar yalnızım…
14
ne kadarsan öyle gel
kabulüm
sayım suyum çok.
15
ben öleyim ücralarda
ey şehir uleması
siz tıpış tıpış yaşayın!
16
ada da şehirli bir yarasayım
gün yüzü görmemiş ömrüm hep derinlere kaçıyor
kalemim gitgide sararıyor
17
yalnızı ve yazığıyım bu dünyanın
mağrur bir komutan kadar mazurum
18
ellerime söz geçirmekten caydım
yalnızlığımın beş bin nüsha kopyasını çıkardım
19
tanrım, çayı demledim…
daha önce hiç bu kadar ölmemiştim.
20
erhan gidiyor, haydi bakalım
iyi de yalnızlık yerinde duruyor, ölüm, acı…
bari ben yazdığımla kalayım
21
ey, yarasa
ölüm
yarasın sana!