Aile; toplumun en küçük yapı birimidir. Önemli bir kurumdur. Aile; toplumun özüdür ve en büyük zenginliktir. Aile; sevgi ve saygıyı, gelenek- görenekleri, birlik- beraberliği, kültürü, dayanışmayı ve daha birçok kavramı çocuklara öğretir. Sosyalleşme ilk olarak ailede başlar. Aile; kişiye maddi- manevi her türlü desteği verir. İnsanın kendini yalnız hissetmemesi için aile çok önemlidir. Arkamızda ailemizin olduğu desteğini hissettiğimizde adımlarımızı daha emin atarız. Türklerde ailenin değeri paha biçilemez. Peki bu kadar önemli bir kurumun geçmişteki ve gelecekteki durumlarına göz atmak istiyorum. Gelecekte aile yok olacak mı ? Gelecekte ki ailenin yok olma ihtimali düşüncelerimi aktarmadan önce geçmiş zamanlarda ki aile yapısının derinine inelim. Sanayileşme sürecine girmeden önce geniş ailelerin varlığını sürdürdüğünü görmekteyiz. Aile üyeleri sevgi ve saygı çerçevesinde hareket etmeye özen gösterirlerdi. Gelenek, görenek ve normlar sosyal hayatta birebir karşılık bulmuş ve birey hayatını bu kurallarla şekillendirmiştir. Kış zamanlarının vazgeçilmez soba başı sohbetleri büyük önem arz etmiştir. Birlik beraberlik içinde mutlu bir şekilde yaşamlarını sürdürmüşlerdir. Küçüğünden, büyüğüne herkes sorumluluk bilincindedir. İnsanların büyük sorumlulukları olmasına rağmen daha mutlu olduklarını görmekteyiz. Genellikle anne babalarımız, bizlere büyüdükleri aileyi anlatırlar. Anlattıklarına göre; saygının öneminin büyük olduğunu söylüyorlar. Örnek verilecek olursa; anne, baba ve diğer aile büyüklerinin yanında oturuş şekline, konuşma şekline çok dikkat edilirmiş. Anne, baba; gelenekleri, kültürü çocuklara detaylı bir şekilde aktarırmış. Özetle; geçmiş zaman aileleri sohbet ve muhabbeti kaybetmeden, herkesin ağır sorumluluklarına rağmen mutlu olduğu, saygı ve sevgi içerisinde hayatlarını sürdürmüşlerdir. Yukarıda sanayileşme sürecine girmeden önceki aileyi anlattım. Peki sanayileşme ile aile yapısında ne gibi farklılıklar oldu? Sanayileşme aileyi nasıl etkiledi? Aile yapısının değişimi ilk olarak sanayileşme sonrasında yaşanmıştır. Aile yapısının değişimine neden olan faktörler vardır. Bu faktörler; göç, ekonomik sıkıntılar, küreselleşme, teknolojik aletler vb. Sanayileşme ile göç olayları yaşanmıştır. Köyden kente göçler, ile aile bireyleri arasına mesafe girmiştir. Geniş aile yapısı, yerini çekirdek aileye bırakmıştır. Küreselleşmenin aile yapısına etkileri yadsınamaz. Küreselleşme ile yemek kültürümüzde değişti. Türkler için pazar günleri ailecek yapılan kahvaltının yeri bir başkadır. Günümüzde her bir aile üyesi dışarı da kahvaltı yapmayı planlıyor. Eskiden herkes aynı anda yemeye otururdu, şimdi ise herkesi aynı anda yemekte görsek bir şaşkınlık yaşıyoruz. Yavaş yavaş değerlerimizi kaybediyoruz. Büyüklerimiz nerde o eski bayramlar diyerek günümüzde ki bayram kutlamalarından yakınırlar. Akraba bağlarının iyice zayıflamasından mütevellit bayramlarda akraba ziyaretleri giderek azalmıştır. Teknolojik aletlerin hayatımıza girmesiyle büyük değişimler yaşanmıştır. Özellikle, telefonların yaygın kullanımı ile; bayram kutlamaları, geçmiş olsun dilekleri, tebrikler hep mesajla gerçekleşiyor. Aramak, sesini duymak ihtiyacını bile mesajlara sığdırıyoruz. Teknolojik aletlerin olumlu yönlerinin yanı sıra olumsuz yönleri de yadsınamaz. Telefonlar, televizyonlar sohbet kavramını büyük oranda zedelemiştir. Evler büyüdü fakat sohbet kavramı yok olmaya başladı. Genellikle aile üyeleri elektrikler kesilince sohbet etmeye başlıyorlar. Aslında bu olay bulunduğumuz durumun ne kadar içler acısı olduğunu gösteriyor. Ev içerisinde bile yüz yüze sohbet etmek yerine mesajlaşarak iletişim kurmaya çalışıyoruz. Bu sebeple aile bireyleri teknolojinin de varlığı ile birbirlerine karşı yabancılaşıyor. Teknolojinin gelişme göstermesi ile aile içi iletişimde azalmalar baş gösteriyor ve buna bağlı olarak aile içi huzursuzluklar ortaya çıkıyor. Gelenek göreneklerimizi de yavaş yavaş yitirmeye başlıyoruz. Gençlerin ailelerinden ayrı evde yaşamak istemesi ailenin itibarını kaybetmesine zemin hazırlıyor. Şiddet, boşanma, tek ebeveynli aileler ve evlilik dışı çocuk sahibi olma gelecekte ailenin yok olmasını tehdit eden unsurlar. Kadına şiddet olayları; aile kurumunun zedelenmesine hatta yok olmasına sebep olmaktadır. Eskiden bu tarz kadına şiddet haberleri fazla değildi ama günümüze baktığımızda, maalesef her kanalı açtığımızda kadına şiddet olaylarına şahit oluyoruz. Kadına şiddet haberleri, görünce ortada aile diye bir kurumun kalmadığına şahitlik ediyoruz. Ne kadar vahim bir durum. Aile kendisinden beklenen işlevleri yerine getiremiyor. Boşanmaların artması, ev içi şiddetin yok edilememesi, çocukların sorunlu yetişmesi, yaşlıların aile içinde bakımlarının yapılmaması, yaşlıların aile dışına itilmesi ve bu tarz sorunlar ailenin yok olacağına işaret etmektedir. Günümüze baktığımızda gençlerde; evlilik yaşının artması, güven problemi, işsizlik sorunu aile kurmalarını geciktiriyor. Hayat şartlarında insanların işlerinde çok çalışması, işten eve geldiklerinde aile bireyleri ile konuşacak fırsatları olmaması ailenin gelecekteki varlığının baş gösteremeyeceğine delalet ediyor. Bazı insanların yalnızca maddiyat için evlenmeleri aile kurumunun itibarını yok ediyor. Aile; yavaş yavaş değerini kaybediyor ve gelecekte de değerini kaybedeceğini düşünüyorum. Uzun lafın kısası; Toplumsal değişme ailenin de değişimini etkilemiştir. Evler büyüdükçe aile kavramı küçülmüştür. Sohbet ve iletişimin azalması, şiddet, teknoloji gibi unsurlar ailenin ehemmiyetini azaltıyor. Kötü anlamda bir modernleşme yaşıyoruz. Aile ve toplum ilişki içerisindedir. Ailenin mutlu ve huzurlu olması toplumun huzurlu olması ile eş anlamlıdır. Mutlu aile, mutlu çocuklar, mutlu çocuklar da mutlu toplumu inşa eder. Aile çok önemli bir kurumdur. Bu önemli kurumun gelecekte varlığını sürdürmesini temenni ediyorum. Yazımı Oscar Wilde’ın sözü ile noktalamak istiyorum: “Aile yaşamının güzelliği hiçbir yerde yoktur."
Aile Kurumunun Geleceği
Yayınlandı
Hakan Sen
2023-03-28T13:12:06+03:00Koyu ele alış biçiminiz ve incelemeniz çok güzel. Kaleminize sağlık.
Değişim kaçınılmazdır. Olumlu veya olumsuz yönlerini açıklamamız sadece bizim yorumumuzdan ibaret olacaktır. Değişimler alışkanlıklarımızı zedelemiş olsa dahi, yeni alışkanlıklara yeni faydalara bizi ulaştıracaktır. "Normal"i belirlemek karar vermek faydasızdır. Bence