Metro altında bir semazen hazırlanıyordu gösterisine,

İnanmazsan git bak!

Toplum içinde ağlanmaz diye sıktım yumruklarımı ve yutkunmadım sekiz durak..

Üst üste geliyor bu ara olaylar

Ve sanırım haklı Napolyon Bonapart;

Para,para,para!

Adının baş harfleri gibi değil dünya ak...


Sevgisizliğin onursal başkanıyım ve kimi sevdiysem avucumda bi yara..

Kim soracak bu aralar ne kadar kanadığımı ?

Tanrı’nın ne kadar umurunda değilse o kadar umrumda değil İsrail-Filistin savaşı (!)

Çay demlenecek saatlerde bira içiyorum diye benzetilmemeliyim alkoliğe..


Bu alkolizm söylenmelerinin sonu babama çıkmamalı anne!

Keşke başaramamayı normalleştirebilse bütün ülke.

Gözlerim dolu dolu oturuyorum her zaman geldiğimiz barda

Kız çocuğu gördü gülümsedi ve sordu:

“Her zamanki gibi fıçı mı bira?”

Ne fark eder diyemedim ve kibarca:

Evet, lütfen!


Büyük bir camiye gidip secdede ağlamak istiyorum böyle zamanlarda

Ama bilirsin alkollüyken yaklaşmamalıyız ibadete...

Çok birikti her şey dizlerine yatıp anlatmam ihtimal dahilinde.

Kim, ne der diye düşünmeyi bıraktım bu günlerde...

Zenginin saati senin tüm borcunsa batsın bu ülke!


Neyse lafı çok dolandırmayacağım bitmek üzere biram

Olmaz biliyorum attık aramızdakileri uzun yıllar önce tozlu bir rafa

Ama gel dersen yaparım bi şekil bulurum seni bi’ yerlerde...

Şimdi bira içeceğim müsadenle!