İki cehennemden birini yaşamak zorundasın. İlki, sizin kendinizi suçlayarak yarattığınız cehennem; ikincisi, başkalarının sizi suçlayarak yarattığı cehennem. İki cehennemde olmak mı? Nasıl dayanacaksın buna?

Göçüp gitmek mi? Kolay mı o yolu geçmek? Bir başka cehennem yaratmanın ne kadar acı verici olduğunu görmedin mi? Hiç mi ders almadın ruhuna kamçı atarken? Duymadın mı sesini?

Gitmek mi? Tekrar soruyorum, gitmek mi?

Kiminle? Ruhunla mı? Ruhun taşınacak mı o nehirde? Ruhun seni taşıyacak mı o nehirde? O pis çamurdan, dünyadaki bütün günahların, acıların kana büründüğü o nehirde taşıyacak mı seni Kharoon? Koyacaklar mı tabutuna bütün her şeyin madeni yüzünü? Ancak derinlere indikçe hissedeceğin o özgürlüğün tadını çıkarmayacak mısın kayığa binmeden önce? Hissetmeyecek misin sana bu dünyada cehennemi yaratanların acı dolu haykırışlarını? Bul önce kendi azabını. Gör kendi içinin ne kadar o nehre benzediğini, gör o cehennemin aslında sen olduğunu, gör. Tanı kendi ateşlerini, yarat oksijensiz dünyanı. Kaybolsun canlı kızıl yaratık, yakmasın seni. Bütünleş onunla, saldırın size cehennem yaratanlara. Onlar aciz, sadece ateş atar yanana. Kharoon bile bakmaz onların ruhuna. Hem kim onlar senin başka bir türün, başka bir düşüncen, başka bir sesin... Onlar da sensin, onlar da sen. Gördüler senden ateşi o kurumuş ruhunda. Vurdu saçlarına sendeki harlı rüzgarı ötüşünü. Gördüler içindeki nefretin nehrini. Yıkadılar ruhlarını seninle. Görüyor musun içinde yandığım ateşi? Hep oradaydım, cehennem gibi fakat sanki burası cennetin küçük bir kazan dairesi. Cennetin huzurunu veren sıcaklık, cehennemin küçük ateş odalarında yakılan ruhlarla temin ediliyor mu? Yetiyor mu? Yetmiyor ki Kharoon getiriyor her zaman yenisini ve yenisini... Siz ki ruhun güzelliğinden bahseden çürümüş et parçaları, göreceksiniz elbet sizin gibi olmayan bir ruhun dik yürüyüşünü. Ama önce öğreneceksiniz gözlerinizi açmayı. Getirirken Kharoon sefil nehirde ruhunuzu.




Bana tattırdığınız bu acı için size teşekkür mü etmeliyim? Yoksa tenimi buruşturduğunuz için size bağırmalı mıyım?