Neden anlatmak isteyeyim kendimi? Durmadan neden gözüm hep üstümde? Bir an bile yanından ayrılmamam gereken bir bebek veya hasta gibi başucumdayım. Kendimi başkaları üzerinden tanımlama yaşını geçtim. İnsanlara her anlamda muhtaç duyma durumum yokken hala peşinde olduğum muhabbetler beni solduruyor. Kendime haksızlık ediyorum, o konuları konuşurken o zamanı verirken, gereksiz merakların ve sonu kuru biteceği belli ilişkilerin içindeyken.
İyi bir ruh hali değil... Rastgele yazdığım bir gün. Ne istediğim belirsiz. Görevlerin içinde bocalamış yeni doğan bir kuzu... Kalbim kuru. Gerçekten sevinemiyorum. Yaşadığımı hissedemiyorum. Sevemiyorum. Odunlar deste deste yığılı önümde, taşımalıyım arka tarafa. Arka tarafımı güçlendirmeliyim. Benim olanlar olmalı... derininde yüzdüğüm bilgiler. Derininde olduğumu bildiğim insanlar olmalı ve gerçekten kendimde olmalıyım. Kendim bende olmalı. Suyun dibinde nefes almalıyım. Ödevler bitmeli. Babamın gözünün içinde yeni büyümüş ve hala eğlence ateşini söndürmemiş ve hemen yaza uçacağını bilen bir kırlangıç... olmalıyım. Hani diller bilecektim, anlayacaktım bir sürü insan... Kendimi anlayamıyorum ki artık. Bir insanın sabahtan akşama kadar benimle ilgilenmesini istiyorum. Bunu desem de olmuyor. İnsanların en mükemmeli gelse ve bana hayran olsa yok inanamayacağım. Ben bana olan inancımı da yitirmişim. Tanrı'ya olan inancımın yitip gitmesi gibi...
Sanki bana değil de başka bir şeye hayranlar. Orada yaşayan ben değilim, yanıltıcı gölgelerim. Kelimeler beni konuşmuyor. Şarkılar bana hitap etmiyor, bu eller beni tanımıyor. Gözlerim bana bakmıyor. Saçlarım, belki bir saçlarım bana uzuyor, beni dinliyor. Onlara istediğim zaman küsebiliyorum.
Biri dedi ki:
"Senin midende kız cesetleri var, miden çok geniş. Hepsinden bir şeyler almışsın ve kendine geçirmişsin. Nasıl kıydın onlara?"
Peki, şu yazdıklarımı düşünmeyeceğim. Günlük olarak yediğim yemeklere, ne kadar hareket ettiğime, belki o uyduruk danslarıma dikkat etmeliyim. Belki de bir ömür boyu okuyamayacağımı hayal ettiğim romanları bir senede okurum. Belli mi olur, bir roman yazarım... Belli mi olur, hayal edemeyeceğim bir aşk yaşarım. Belli mi olur, artık hiç hayal edemeyeceğim kadar çok zengin olurum. Belli mi olur, mutlu olurum... Gerçekten mutlu olacağım şeyleri anlarım, elde ederim şans eseri. Aklım başımdayken elde edemediğim şeyleri, şu küçümsediğim insani aktiviteleri yaparken bulurum kendimi!