Önceden iyiymiş araları,

İcat edildikten sonra sessizce kaydetmeye başlamışlar olanları,

Masmavi gökyüzü ve yemyeşil yeryüzüymüş en yakın dostları,

Onlar dostlarıyla sohbet ederken görmüşler ovadaki insanı,

Dinlenmek için oturuyor diye ses bile etmemiş arı,

Yandaki çiçeğin poleninden yapacak herhalde balı,

 

Evine yiyecek taşıyan karınca da görmüş adamı,

Kıyamamış ama yine de sormuş ne de olsa her an yiyebilir kafasına elmayı,

Ağaçla araları açılmış ondan, yoksa sevmediğinden değil elmayı,

Pardon bakar mısınız geçemiyorum kayar mısınız kenarı,

Bir türlü cevap vermeyince uyanması için ısırmış adamı,

İrkilerek kalkan insan ezmiş karıncayı,

 

Acıkmış epey, doyurmalı karnını,

Koparırken en iri elmayı,

Fark etmiş iki dal üstteki kovanı,

Taşı alıp düşürmüş kovanı

Beklemeden ayıyı,

İşte akreple yelkovan fark etmiş insan denen acımasız varlığı,

 

Yelkovan birden akrebe dökmüş içini,

Gel hızlanalım koruyalım dünyayı,

Hiçbir şey eksilmez doğa denen yerden çıkarırsak insanı,

Akrep dinlememiş yelkovanı,

Ondan açılmış araları,

Ayrı kalsalar da unutmamışlar birbirlerini,

Kimse görmesin diye buluşuyorlar hala gece yarıları,

 

Çok iyi biliyor ikisi de yalnızlığı,

Bazen gelseler de karşı karşıya merak etmeyin dönüyorlar yine en başa,

İsteseler de çıkamazlar çemberin dışına,

Aralarındaki en uzak mesafe eşittir çemberin çapına,

 

Akreple yelkovan dahi hasret giderirken gece yarıları,

Bu zavallı insanın hiç olmaz mı buna benzer bir yarası,

Anlasana bu biz değiliz,

Ne zaman kaybettik doğduğunda karıncayı bile incitmeyen insanı…