Veresiye defterim kabardı, dükkan batıyor.
Koş ufaklık, şordaki eczaneden sevindirici al.
Hocam izin verdi. Ama azar azar.
Sahi bana sormadan niye açtınız bu dükkanı?
Bir de kredi çekmişler, hay aksi.
Borçla başlamışım emeklemeye.
E böyle olunca bir hayli zor tabi.
Siz verdiğiniz şeyleri geri istemeye utanır mısınız?
Ben utanırım.
Alacaklıydım kafamda bir yerlerde.
Ama kendime kızdım.
Geri istenecek şeyler verilmez.
Ama beklermişim de. Yani beklemişim de. Yeni yeni anladım.
İçten pazarlıklarımın başladığı yerlere uğradım.
'Ben' dedim 'alacaklıyım.'
Oyuncaklar vardı ellerinde.
Biri dedi 'bıraktık.'
'Çırak vardı bıraktık.'
Biri dedi 'bırak artık'
'Benle mi kazandın'
Biri akıl verdi
'Gençliğini bozdur'
Biri nasihat sattı
'Çalış senin de olur'
Neyse, sabah tabelayı değiştireyim.
Bir de camları silip dükkanı süpürdüm mü.
İnşallah tanınmaz haldeyim.