Kapkaranlık, gözümü kırptığımda kirpiklerimin orada olduğunu biliyorum. Işık yok, kendim yaratmalıyım. Ama o alevle sigaramı yakıyorum ve kendimi zehirliyorum. Son günlerde hiçbir şey hissetmiyorum. Vücudum tepki vermeye çalışırken bilincim anlayamıyor boş çabasını. Dumanın ağzımdan çıktığını hissediyorum, tek hissedebildiğim alışkanlığım; tüm günümü dolduran alışkanlıklar arasında. İnsanlarla konuşuyorum, sanki küçük bir çocuk, oyuncağını sağa sola atıyormuş gibi. Neye ihtiyacım var ki yaşamak için, yaşamamak için sağlam bir nedene ihtiyaç varken güya. Bazı bileklikler kaybolunca anlıyorum aslında boşa çabaladığımı, hayat vuruyor gözüme ama zaman geçmeden anlamak için çok safım. Kendimi bile yazılarımla avamlaştırırken yükselmeyi planlıyorum. Boş nedenle kızıyorlar insanlar. Boş nedenle artık senin hakkında kötü düşünüyorlar. Hepsi bir yanılgı, titreşimlerini boşa yönlendiriyorlar. Basitken istediği hisler, sonuca varmak için köstek oluyorlar kendilerine, sonuçta sadece hissetmek istiyorlar, isteyip isteyip duruyorlar. Sigara kötü bir alışkanlık mı acaba? Karanlığı aydınlatan alevimi yakmak için kullandığım için mi yoksa, yoksa beni zehirlendiği için mi? Ne kadar içten diyebilirsin ki sevdiğini alışkanlıklarını, ben sadece sigaraya derim. Güneş patlarken her şeyi parçalıyor, acaba gerçek mi, köklü nötron yıldızları yoksa kendini kandırmaktan ibaret mi? Geriye kalıyor, genelde kendini ve tüm evreni sömüren bir kara delik. Yok etmek mi, aydınlatmak mı? Yoksa her şey önemli sanırım diye adlandırdığımız bir yanılgı mı?