yine kayboldum

yine aynı şehirde

yine aynı şekilde

unuttum schindler’ın listesinde kaç çocuğun olduğunu

gazze’de kaç çocuğun öldüğünü

unuttum wladyslaw neden ağlamıştı

unuttum wladyslawa neden ağlamıştık

ve pijamalı çocuğun neden öldüğünü


beni en çok çocukluğumdan eksilt

gönenmeyeyim uzaklığına

çatal bulamadığın tabldotlarda açlık oyunları

demir bardaklardan yudumladığın sularda holokost ve fosfor

boğazın yanar da

sen suskun sunarsın

iğde kokan dudaklarından

kavramsal arada kalmışlıklara

gamzen o pazar yeri dağılmışlığı

infilak sonrası ortadoğuda

bu terli terli su içmelerine ne demeli


beni bir az umursayışından eksilt

güzelsin bu sakin bir itiraf

kumanya sırasında yumrukların sıkı

sımsıkı

utancın değil

saçların gamzende mustazaf

“schindler’ın listesini kurut kuraklığında

unut roma ligockayı, anne frankı,

esmayı ve zümrayı

unut oliwiayı

şehrin bombardıman artığı dükkanlarını gezerek ara

fosforun değmediği wladislavı

sonra ne aradığını unut

unut ve terliyken su iç kana kana

üşütsen ne çıkar, güvenle gideceğin bir hastanen olmadıktan sonra


beni en az bakışlarından eksilt

gözlerine mülteci göz nemimi Mescid-i Aksan’da yoğur

turnusol olamaz başka kirpikler

göğsündeki öfkeni,

kimseye mimlenmemiş öfkeni

merhametinle doğur

Zyklon B’ yi hiç tanıma


yine kayboldum

yine aynı şehirde

yine aynı şekilde

unuttum schindler’ın listesinde kaç çocuğun olduğunu

gazze’de kaç çocuğun öldüğünü

unuttum wladyslaw neden ağlamıştı

unuttum wladyslawa neden ağlamıştık

ve pijamalı çocuğun neden öldüğünü

ve pijamalı çocuğun nerede öldüğünü


siz unutmayın çocuklar

insanlığın nerede öldüğünü…


fm