Şair Didem Madak'tan bir şiir alıntılamak istiyorum.
"Allah'la samimi oldum geçen üç yıl boyunca
Havı dökülmüş yerlerine yüzümün
Büyük bir aşk yamadım
Hayır
Yüzüme nur inmedi, yüzüm nura indi bayım
Gözyaşlarım bitse tesbih taneleri vardı
Tesbih tanelerim bitse gözyaşlarım..
Saydım insanın 99 tane yalnızlığı vardı
Aşk diyorsunuz ya
Ben istemem, Allahını bilirim bayım
...
Sizin hiç bilmediğiniz, bilemeyeceğiniz
İlahiler öğrendim
Siz zehir nedir bilmezsiniz
Zehir aşkı bilir oysa bayım
Ben işte miraç gecelerinde
Bir peygamberin kanatlarında teselli aradım
Birlikte yere inebileceğim bir dost aradım
Didem Madak 70 doğumlu, 41 yaşında kanserden ölmüş ünlü bir kadın şairimiz. Sol ve sosyalist denilen, entel diye dalga geçilenlerden yani. Dine yakın, halka yakın olmak istemiş. Dinin de Allahını öğrenmiş ve gene çoğunluk halktan ayrı düşmüş. Tıpkı onun gibiyim. Onun bu satırları ben gibi.
Sufi aşk: İnsana, doğaya, evrene, Tanrıya duyulan sevgi. Karşılıksız bu aşk acı verir. Bilirim, ben de bilirim yalnızlığın 99 ismini.
Enteller soldandır genelde. Sol topluma yayılamadığı için de gittikçe halktan koparlar. Sol söylem genelde Tanrı inancı olmayan ve dini yoketmek isteyen söylem olarak bilinir. Oysa ben Y.Nuri Öztürk, İhsan Eliaçık aydınlanması istiyorum dinde.
Diyelim halkla iç içe olmak için dine yakınlaştın, Tanrı inancın da var, gene de aynı inançları paylaşamıyorsun. Örn. Komşu teyze ötekileştiriyor sizi: "Adın kuran'da geçmiyor, kafirsin sen" diyor.
Sanki acılar yetmiyormuş gibi karşı cenahtan bir kitap aldım: " enteller aleykümselam der mi?" Kışkırtıcı bir başlık. Yazılara biraz göz gezdireceğim. Nasıl bakıyorlar, nasıl görüyorlar tanımak ve anlamak istiyorum. Bu arada "aleykümselam " diyorum.
Tanrı aydınlık yollara çıkarsın ülkemizi
Sağlıkla sevgiyle kalın