benzer benzeri çözer.


su suyu, yağ yağı.


toprak toprağı.


yazı ellerimle kavradım, sıcak ve nemliydi. hoş olmayan anılar tutuşturdu ellerime. el sıkıştık ve ben ondan uzaklaştım. o neme ve sıcaklığa gitti ben klimayı açtım.


rüzgar uğultusu kulaklarımda, yere mor çiçekler dökülüyor, her rüzgarda ikişer üçer dökülüyorlar. gözümün önünden gitmiyor. çünkü ben de her rüzgarla dökülüyorum.


toprak toprağı çözer.


rahat uyudun mu?

çok rahat uyudum.

rahat uyandın mı?

tabii bin yıllık bir uykuydu, benden geriye ne bir toz ne bir zerre kaldı.

uykuya nasıl daldın?

hatırlamıyorum, verdiği his garipti.


şimdi bilim adamları bizi sonsuza dek yaşatmak için çalışıyorlar. sonsuzu aklım almıyor bile. ama eğer sonsuza kadar dünyalısın deseler keçileri kaçırırdım.


sonsuza kadar yaşamaya hak kazandın! deseler bana herhalde çığlık atardım.

iyi halt ettiniz, allahım neydi günahım? der, sonra o bilim adamlarından kaçardım. yağmur ormanlarına gider, en zehirli kurbağayı bulurdum. onu öperdim, beklerdim, ya o prens ya ben kurbağa olurdum. ve beni asla bulamazlardı. vakitlice ölürdüm.


sonsuza kadar genç. insan sıkılmaz mı? her şeyi görmek, görülmeyecekleri görmek, en küçük karıncayı bile tanımak artık, her depremi bilmek, her ağacı kabuğundan anlamak, yaşlanmak yaş almamak. yaş almak yaşlanmamak. yaş, yaş tutmak, ne demekse.


hem sonsuza kadar genç kalacaksam doğum günü pastamda hep aynı sayı mı olacak? sıkılırım.


sonsuz, hayır kafamda bir şey canlanmıyor. yaşamadığımı, yaşandığını görmediğimi nerden tanıyacağım? biraz daha öteye, biraz daha öteye, en sonunda ötekiliğe. ötekiliği er geç tanımlayacağım.


beni ne çözer, ne çözer? bilemedim. oksijen, karbon, hidrojen, nitrojen, bir şeyler daha. nerden bulacaksam artık.


ne olacak hayatın canını çıkarınca, ne olacak sanki?


sonsuza kadar yaşamak ister miydin?

hayır, tadımı daha da kaçıramam.


kim istiyor bu kadar uzun yaşamayı? en sonunda topraktan çamurdan bedenim isyan etmeyecek mi? çöz beni ruhla birbirine bağlayan düğümü demeyecek mi? ve çözmedikçe ıstırap verecek. toprak toprağa ruh ruha karışmak isteyecek. bu yabancı yerde durabilecek takatleri kalmayacak ve birbirlerine de katlanamayacaklar.


çözeceğim onları. katlanamıyorum bu amansız düşüncelere. katlanamıyorum bilim adamlarının bile saçmalamasına. çözeceğim.


çözeceğim ve ötekiliği anlayacağım.