Birisinin hüngür hüngür ağlayarak kurduğu bir cümlenin, hiç kimsenin gönlüne değmemesi kadar canım yandı o gece. Sonra, gırtlağımda yüklemi olmayan bir cümle ile eve döndüm. İnsan aptal olduğunu öğrenince eve döner hep.

Kapısında yıllarca beklediğim evden geriye dönerken, bir başkasının kapıyı ilk çaldığı anda eve girişini görmüş kadar canım yandı o gece. Sonra bir patikada kendimi bulup, düzlükte tekrar kaybettim. Birçok kere veda ettim, gidemedim. İstenmediği ilk yerden, eve dönmeli insan hep.

En babasız evlerin, yetim kalmış odalarında çiçekler büyütmüş kadınlar kadar canım yandı o gece. Kaburgalarıma saplanmış en paslı hançerleri söküp, geceye yürüdüm korkusuz. Ellerinin beyazlığını aradım kuytularda, yoktu. Tutacak bir el bulamadığı ilk yerden, eve döner insan hep.

Aynalar yolumu kesti o gece kaçtım, kurtulamadım. Gölgem gibi benimleydin. Ben seni unutup unutup tekrar hatırladım her seferinde ve bu en güzel mağlubiyetim oldu. Bir sabah yastığımda bir tutam saçın vardı, kimseye anlatamadım. Konuşacak kimse kalmadığında, eve döner insan hep.

Bir çocuğun, herkesin salıncakta sallandığı yerde, mendil satması kadar canım yandı o gece. Sonra göğsüme, kınına hayran kaldığım bir hançeri saplayıp tam yedi kere çevirdim. Herkes gitti, sen kaldın. Ben yoktum orda, sen vardın o gece. Bir acıyı ev bilince, eve döner insan hep.

Göğsümü yumrukladım defalarca yutkunmak, ağlamak için, ağlayamadım o gece. Ben, senin yokuşlarında son sürat sana doğru koşarken vuruldum, adım dahi atmadın, dönüp bir kere bakmadın. Bir çiçek, cehennemde de çiçekti, darılmadım. Kendini suçladığı ilk yerden, eve döner insan hep.

Dünya bir ağrıydı göğsümde, göğsümü kanattım o gece. Sabahlara kadar, ağladım. Bilmediğim şehirlerin sokağında öksüz kaldım. Kaçtım, kaçtıkça yakalandım kendime. Herkes vardı sen yoktun, babam beni terk etti sen yoktun, annem öldü sen yoktun. Kimsesiz kalınca eve döner insan hep.