Çok yoruldum.. Hani bir doruk noktası vardır ya herkesin farklı bir şekilde kendine pay biçtiği. O doruk noktasına ulaştığım anlardan biri daha. Gece ağladım sebepsiz. Sebebini bulamıyorum çünkü hangisi içindi bu akıttığım gözyaşları kestiremiyorum. Pek de önemi yoktu aslında. Bugünlerde kendi kendime yetemiyorum. Sorumluluklarımın altında eziliyorum. Aynadaki o kıza yönelip yenildin demek gururumu incitiyor ama olmuyor ne acı ki olmuyor. Sözlerimi tutamayıp en büyük ihaneti kendime yapıyorum da fark edemiyorum. Yarın, diğer gün, sonraki ve sonraki diye ertlediğim günler yük olup bindi sırtıma. Kamburluğa da alıştım ya sahi. Ve gözlerimin buğulu bakışlarına. Yabancı gelmiyor artık yaşanmışlıkla dolu bu bakışlar, alışık olduğum bı şeyler fısıldıyor kulağıma.
Alışıyoruz işte. İnsanoğlu bu her şeye alışır. Elimizden gideceğini bildiğimiz halde sahiplendiğimiz onca şey... Öyle bağlanmışız ki bir şeylere, birilerine; bir gün gidebileceğini unutmuşuz. Sen ona o kadar alışmışken bir başkası gelip alır onu senden. En acısı da yerine birini koyamazsın ya orası hatıralarla dolu bir boşluk olarak kalır. Aksi var mıdır bilmem.
Velhasıl demem o ki hiçbir ana hiç kimseye ve hiçbir şeye fazla alışma. Alışınca yokluğunu derinden hissediyorsun. Peki her zaman gidecek mi, belki hep kalır diye de geçirmiyor değilim. Ama hayat bu efendim vazgeçilmez olan hiçbir şey yoktur bir gün elbet bir şeylerden, birilerinden vazgeçersin. Gereğinden fazla anlam yüklediğin için de sadece acı kalır geriye ve yastığı ıslattığın geceler.