Alışmak çok garip bir davranış. Belki de duygu. Ya da dürtü. O kadar garip ki ne olduğunu bilmiyorum bile. Artık ne dersek o oluyor.


Bir şeyler değişiyor, gelişiyor veya daha da kötüye gider şekilde yol alıyor. Ama ben buna alışıyorum, olası sonuçlarına göre yaşantımı düzenliyorum. Alıştığım şey artık bana yabancı gelmiyor, sorgulamıyorum. Yaşamın akışına onu da eklemiş hızımla devam ediyorum. En başında o şey ile tanıştığımda başkaldırıyorum, öfkeleniyorum, sorguluyorum ya da çok seviniyorum, içim içime sığmıyor, kimlere anlatacağımı şaşıyorum. Sonucunda bu iyi veya kötü olabilecek "şey"e alışıyorum. Bir süre sonra bütün duygularım onunla şekilleniyor, etkililiği hayatımı sarmış oluyor. Öfkemi de sorgumu da neşemi de bir kenara bırakıp alıştığım durumun yörüngesinde bir gidiyor bir geliyorum.


Aklımda tek soru: Ben buna nasıl alıştım? Hani öfkelenmiştim ya da hani çok mutlu hissettirmişti bana, nerede o ilk günkü etki? Cevabımı da kendim veriyorum elbette. Evet ben alıştım. Hayatımı olağan dışı gibi etkileyen her şeye alıştım.


Alışmak çok garip olduğu kadar yorucu da olsa o "şey"e bir oryantasyon düzenliyor, yaşantımın neresine koyacağımı belirliyor ve alışıyorum. Sırtıma bir yük yüklenmiş gibi hissettiriyor, benim yaşamadığım bir olguymuş gibi şaşırtıyor fakat sonucunda alışıyorum. Zaten iç huzuru yakalamaya çalıştığım bu hayatımda alışmayıp da ne yapacağım? Beni huzursuz etmeyecek düzeyde her şeye alışacağım.