Yârin kaşları keman olsa, içimdeki yayları paramparça ederim hemen
İçime çanlar çakana inat, zehirlerim zangoçlarımı
Durur ve limanları yakılan bir kentin, gemisiz kalmasını kutsarım kıyılarımla
Dönecek bir tek yolcusu bile yoktur uğurladığım günlerin
Erken gelenleri kurşunlarım, suya sererim leşlerini
Bekleyenler kazansın istiyorum bütün dünya harplerini!
Beklemek, bir mektuba başlayıp yarım bırakmak kadar asil bir niyettir
Ki bir mektuba başlamak, her şeyden sevip vazgeçmek gibi bir kifayettir
.
Eliiiif, miiiim ve eliiiif…
Ant olsun harflerine harekeler serpeceğim
Döneceksin dönecekler döneceğim
Gecikmeyen yerlerimi vurmalısın sevgilim
Gecik ve ertelen sen de!
Vaktinde gömüleceksin ne etsen de!
Kalkacak dakik olanların da bir bir naaşı
Kazanmak istemiyorum hayata karşı!
Karşılıksız çıksam
ümidim nasıl olsa korunmuştur cürmümden
.
Beni, vur!
Benden, kurşunlar sapsın!
Bana, çarmıhta iki odun bir haç…
Bırakana kadar ıskalar çak!
Bana bir ergen ölüsü miktarınca iltimas yarat!
Ve bir cezme vuracak gövdemiz, çok şiddetli susarak
Beni anlama, beni anlar gibi yap!
Yorulmayan gövdeni, hamlar gibi yap!
Delik deşik hırkamı tamlar gibi yap!
Ölünüp de yenilen gamlar gibi yap!
Yağmuru yağabilen damlar gibi yap!
Arabi’nin yandığı şamlar gibi yap!
Allah’a yenilen ramlar gibi yap!
Ya beni de al getir, ya bu guslü çöz
içime kırdığın camlar gibi yap!
.
Eğdiği gövdelere rüzgar bırakan sendin
Ne gövdeydin, ne eğendin, ne yeldin!
Güneşi mahmuzladım, gözlerine şeddeler vurdu sabah
Öğlen oldu mu kalbime müracaat edebilirdin
İkindinin ortasında bana bakman için her şey hazırdı
Ki akşama anca yetişirdi beni tamamen kabullenmen
Ol’madın, okunmayan harflerimi yok saydın hep
Sesin kısaldı, boğuldun mahreçlerde…
.
Aramızda erken sonlandı hep cümleler!
İşte bir kurdun boğazına oturmuş ötür
Birazdan gemiler kopacak beni bir tufana götür
Birazdan asalar yağacak nehirlerin Musa’sına
Ve döşümü firavun’un sevdiği bir kerem ovuşturur
Kapıları dövmekten hiç evde yoktum
Bulunmadım, çünkü muttasıl arıyordum
Bir şeylere yetişemiyor olmanın uykusunu alıyordum
Sevgilim, bu kahpe düzene bir saat kurmalıyım
Seni çok seviyorum, nereye başvurmalıyım?
.
Kenti yıldıran bir orman sırrı bahşet bu çölden
Gerdiğim yay, oklar vurur sonsuzu
Yerdiğim yar, yoklar durur o’nsuzu
Seni sevmem hala öldürmediyse seni…
Dönerken…
Beni de getir yanında!
.
Alper Gencer