Bir sandalyede bir ceket asılı kaldı bir gün.
Daha küçüktüm.
Üzerime kuşandım, zırh gibiydi.
Boyu dizlerime gelse de sevmiştim o ceketi.
Babam gibi olmak istiyorum derdim büyüyünce.
Babam gibi oldum, küçükken.
Sırtıma yükledim dünyamın yükünü.
Bükülmez denilen bilek, o sabah büküldü.
Acı bir siren sesi kulaklarıma mühürlü.
Yaşadığım evde çocuk olmak kolaydı.
O günden sonra aklım baba olmakla yükümlü.
Ve çıktı bir gün bir adam evinden.
Sonra...
O kapı hiç çalmadı.
O, hiç kapıdan içeri girmedi.
Ben, hiç büyüyemedim.
Gönlümdeki salıncak,
Hep boş kaldı.
Heves edip binemedim.
Arkamda beni sallayacak kimsem yoktu.
Kendimi itmeye gücüm yetmedi.
Salıncağım da yetim kaldı.
Yetindim, yetimlikle...