Suyun ortasında göbek deliği tavrında

büklüm girdaplar dönenir

agresif deyişler taşıyan

uzun ve karanlık hortumlar

yönetilir cesur dengelerinde

sirk cambazlarının


ringde yendiğim dramayla

flörtleşir şantiye taşları

utangaç ve gizlice

ve onların elde kalan tozu

pof eder arasında avuçlarımın

kaçırdığım her hamlede

bir bilmece uçar

kuş yuvası tarafından ağzımın


sakallı bilgeliklerin yenilmez kibri

tuz gibi gerçek

ve tahıllı zevkler ütüsüz yakalarına aklımın

ruj lekesi kaçamaklığında konar

günler sayılmaya başladığından beri

nasıl olsa yakalanırlar


nasihat tüttürür çatıdaki bacalar

rahat adımları yıldızların ıslak çimenlerde

koyu ışıltılar bırakırken

dünya dizlerini karnına çekip

mücadeleden yılar

çünkü yaşam komedi battaniyesinin altında

bir ekmektir öpüp başa götürülen

o da yarın yok

ama

       bugün

                    var.