Çevresi hareket doluyken o hareket edemiyordu. Teorik olarak bütün olaya hakimdi hareket edebilmek için ama onun yaratılışında hareket etmek yoktu. O öylece durmak için yaratılmıştı. Hiç hareket etmeyi de düşünmemişti zaten .
Farkında değildi daha ama yavaş yavaş azalırken üzerine asılanlar, yalnızlaşıyordu. Yazın bile birkaç parça olurdu üzerinde ama bu sefer büsbütün yalnızlığa sürükleniyordu. Ceketler, hırkalar azalırken anahtarlar artıyordu üzerinde. Bunun ne anlama geldiğini çok iyi biliyordu fakat kabul etmek istemiyordu. Yıllarca arkadaşlık ettiği üzerinde sahibinden daha çok kırışıklık bulunan deri ceket gelmez olmuştu. O pembe hırkayı ise zar zor hatırlıyordu. Sayısı durmadan artan karanlık gecelerde en çok anahtarları düşünüyordu. Farklı anahtarlıklara sahip aynı anahtarları. Gidenlerin bıraktığı korkunç hatıralarla dolu anahtarları.