dilimin ucuna yeni tüyler diktim

yaşamaktan vakit bulursan gel onları sula

ki sulanmazsa

sessizleşir ve hoyratlaşırlar

bilirsin, gördün gözlerinle

gördün gözlerimde hani

bir çarşambaydı

sabah mıydı akşam mıydı ben unuttum

fenaydı ama, hatırlıyorum

okula annesini öpmeden gitmiş ilkokullu gibiydin

ben öptüm

sakinleştin

hani yalnızca dışın sakinleşti

içine battaniyelerimin tüylerinden dikmiştim

o zaman gördün

hoyrat ve eksikti hep

ne soğuktan korudu seni

ne boğulmaktan

üstelik mübaşir gibi itekledi kollarından


bugün işte şimdi

yanına gelmek en mümkünüyken zamanının

kefenin cebini yırtamayacak gibi dünya.

kaçta kaçı su bilmem ama

bende seni çaresizlik yeryüzünün


ağaç köklerinde çapaklar birikmiş

ben de sorup dururum neden nefesim kesilir

nefesimin gidişi senden sanırım

meğer işte ağaç köklerinde çapaklar birikmiş

üstelik mübaşir sana adımla seslenmiş

sen geç ben beklemiyorum kapıda

themis'in terazisi kafama düşmüş allak bullak olmuşum


hiç gelmeyen ve çabuk gelen kışların arasında

çin astrolojisine göre yılan burcuyum

duruşma bitince beni koynunda besle

o zaman alırım son nefesimi

lakin geri vermeye niyetim olmaz

zira hâlâ durur orada

içine diktiğim battaniyemin tüyleri

ama sen onları hiç sulamamış olursun

yasalar değişmişti unutmuşsun

bundan böyle ne sevmek var içimdeki beni

ne yaşamak adliye koridorlarında