Anılar mı bizi bu derece hüzünlendirir yoksa onları bir daha yaşayamayacak olma korkusu mu? Kendimi bu soruya bir cevap aramaya çalışırken buldum. Anılar…

Düşündükçe ‘’Neden yaşadığımız mutlu bir an, bizi daha sonra hatırladığımızda mutsuz etsin ki?’’ diye sormamak elde değil. Sanırım biz bu soruya bir cevap bulmaya korkuyoruz. Korkuyoruz çünkü bu soru bizi anılarımıza götürüyor. O mutlu, neşeli, yaşadığımız her bir anın kıymetini bildiğimiz veya bilmediğimiz anılarımıza…

Anılarımızı hatırlarken yüreğimizde koca bir boşluk hissediyoruz. Sanki hepsi zihnimizden, yüreğimizden silinmiş. Eski hislerimiz, hissettiklerimiz... Bunlardan geriye sadece ‘’anı’’ kelimesini buluyoruz. Bu kelimeye tutunuyoruz, belki de tutunmaya çalışıyoruz.

Sanırım bizim korkumuz anılarımızı bir daha yaşayamayacak olmak. O eski hislerimize,o anki mutluluğumuza bir daha dönememek en büyük korkumuz. Belki de bu kadar korkmasak, kendimizi sadece yaşadığımız anın büyüsüne bıraksak her şey daha farklı olabilir.

Anılarımızı hatırlamaktan, bir daha onları yaşayamayacak olmaktan korkmadan sadece yaşayalım. O an, o dakika sadece yaşadığımız anın tadını doyasıya çıkaralım. Bu şekilde doya doya anılarımızı yaşarsak belki bir daha yaşayamayacak olma korkusu bizi bu kadar tedirgin etmez. Yüreğimizden silinmesine izin vermeden anılarımıza sımsıkı sarılalım.