Ankara alışıldık bir kış havasına bürünmüştü. Kar yağmış, yollara değil lakin ağaçların dallarına beyaz pamuklar bırakmıştı. Milli Kütüphane’nin balkonundan dışarıyı izledim bir süre. Kim ne derse desin kış en çok Ankara’ya yakışıyor, diye geçirdim içimden. Hava kararmadan bu manzaranın tadını çıkarmalıydım. Eşyalarımı topladım, üstümü sıkı sıkı giyindim. Turuncu şapkamla sokaklarda bir portakal gibi ilerlerken bunu düşünüp kendimi içimden güldürdüm. Aklımdaki her şey silinmiş gibiydi. Dert ettiklerim, sıkıntı bildiklerim bir bir aklımdan uçup gitmişti. 7. Caddeʼye doğru yürümeye başladım. Sokağın köşesinde bir amca sıcacık kestane satıyordu. Kestaneler piştikçe hızlı hızlı paketliyor, yanmamaları için özen gösteriyordu. En küçük paketten bir tane de ben aldım. Burnuma gelen koku o kadar mutlu etti ki beni, yemeyip kokladım bir süre. 7. Cadde boyunca yürürken insanların hepsi bana çok sakin görünüyordu. Karlı havalar insanları sakinleştirir miydi? El ele yürüyen insanlar manzaraya çok yakışıyordu. Keşke hepsinin tek tek fotoğrafını çekip hediye edebilseydim. Bir anne kız yan yana, sohbet ede ede yürüyordu. Adımları oldukça yavaştı. Konuşmaları o kadar keyifli görünüyordu ki geçmek için yol isteyip bölmek istemedim. Arkalarında yürüdüm bir süre. Bir kafeye girdiler, içeride onları bekleyen kalabalık bir grup olduğunu fark ettim. Kalabalık gruplarla yapılan sohbetlerin tadının damaktaki yerini düşüne düşüne yoluma devam ettim. Uzun zaman olmuştu uzun bir masa etrafında kahkahalara karışmayalı. Aklımdan bunlar geçerken ben çoktan 7. Caddeʼnin sonuna gelmiştim. Yürümek keyifliydi, dönmek içimden gelmedi. Önce sağa döndüm, sonra sola. Beşevler istikametine doğru yürümeye başladım. Buralar 7. Caddeʼye göre daha sakindi. Yaşlı bir çift marketten çıkmış, kaymamak için birbirlerine tutunarak yürüyordu. Bir duvar dibine yaklaşıp sigara molası verdim. Bir yandan da çifti izledim. Yaşlılığın ne kadar yakın olduğunu düşündüm. Gidip o amcaya sorsam, askerlik dün gibi, derdi. Sigaram bitince yolun sonuna kadar hızlı hızlı yürüdüm. Kulaklıktan çalan şarkının ritmi beni hızlandırmış olmalıydı. Beşevler’e geldiğimde buradan metroya binmeye karar verdim. Metroya girmeden önce başımı kararmaya başlayan gökyüzüne kaldırdım. Yürüdüğüm için kendime teşekkür ettim. Hayat o gün çok güzeldi.