Ankara’ya güz geldi mi
İnsan hep hüzünlü bakar aynaya
Annemin hırkası üzerinde
Ve ellerinde örgüsü oturur köşesine
O güzel gözleri camı aşar yollara bakar
Düşünür keder suyunda yıkar ömrünü
Annemi ne zaman görsem kederlidir
Yüzüne bir tebessüm yerleşmiş ama bir yanı eksiktir
Yağmur ilişir vurur cama özgürce
Ben elimde kahvem ve kitabımla
Ömrümü o koltukta tüketircesine okuyorum
Güz yaprakları insan yüreğine değdi mi
Zaman farklı alemlere akar sanki
Yolda yürürken ayakkabıma yapışan narin dökülmüş yapraklar
Yer ıslanmış gök ağlamış insan haline
Dil susmuş da gözler ayna olmuş kalbe…
Ankara’ya güz geldi mi
Ben daha bir hüzünlü bakarım aynaya
Göz altlarım uykusuzluğumdan çökmüş
Ruhum yeniden yeşermeye çalışır gibi
Düşerim yollara her yer turuncu
Renk mi geldi hayatıma kalbim boyandı
Sonbahar beni kayıp bir şehrin içine attı
Adımı unuttum ama seni unutmadım
O şehirde gözlerini aradım
Damla damla yağmur yağıyor ellerime
Bu şehirde kendi hikayemi aradım
Sonra karşı durakta seni görüyorum
Göz göze geliyoruz sevgilim
Aynı göğün altında ıslanıyoruz birlikte
Kalbim annesini gören yavru ceylan gibi atıyor ellerimde
Sana bir adım yaklaşmak istiyorum
Bir adım daha bir adım daha ve sonra bir adım daha…
Ama dur bir saniye sen geliyorsun
Adım adım yavaş yavaş ve usulca
Yağmur ılık ılık yanaklarımıza değiyor
Bir sonbahar günü aynı göğün altında ıslanıyoruz birlikte
Tam karşımdasın gözlerime bakıyorsun
Ömrümden ömrüne yapraklar dökülüyor
Parmakların parmaklarıma dokunuyor usulca
Kelam yasaklanmış gibi susuyoruz
Zaman geçiyor vakit daralıyor
Ve sen bir anda göğsüne bastırıyorsun beni
Kolların kafesliyor bedenimi
Ölecekmiş gibi gün akşam olmadan gidecekmiş gibi
Nefesin tükenircesine yarın yokmuş gibi
Hırpalamadan sevgiyi hak eder gibi alıyorsun beni kollarına
Zaman o an duruyor mu bilmiyorum ama
Bizim için akmıyor zaman
Gün bitiyor biz hala yan yanayız
Tüm ömrümce bunu beklemiş gibi
Ve sen öyle bir bakıyorsun ki gözlerime
Bir daha hiç gitmeyecekmiş gibi…
Ankara’ya güz geldi mi ben hep içime kapanır
Üşürüm kuşların kanat çırptığı yerlerde
Ama şimdi kalbim harlanmış bir ateş gibi yanıyor
Sıcaklık yanaklarıma ulaşmış ılık ılık pembeleşiyor
Sonbahar artık bir vuslatı çağrıştırıyor
Bu mevsimde yağmurlar artık daha anlamlı yağacak
Annem daha bir mesrur örecek örgüsünü
Sen daha bir güzel güleceksin hayata
Zaman bizim için hep daha yavaş akacak…
Ankara’ya güz geldiğinde
Şehir ölüm sessizliğine bürünürdü
Şimdi yapraklar daha anlamlı dökülüyor
İnsanların tebessümü asıl anlamını buluyor
Bir çocuk elindeki elma şekerini daha sıkı kavrıyor
Rüzgar götürüyor artık tüm kötü huyları
Evler artık eskisinden de sıcak
Artık hiçbir çocuk dışarda üşümeyecek
Anneler artık ağlamayacak bu mevsimden sonra
İnsan sevdiğini kaybetmeyecek
Yağmurlar bir canı sararcasına yağacak
Islatmayacak artık bir göğü olmayanı
Aşk daha bir anlamlı yaşanacak
Gözlerim gözlerine değince
İçimdeki çocuk bir park kuracak mesken edindiği yere
Ve biz can bulacağız birbirimizin teninde…
@hifaaaes
Pakize Polat
2023-11-19T13:17:36+03:00"Ankara'ya güz geldi mi
insan hep hüzünlü bakar aynaya"
Hocamızın kalemi gene kalplerimize dokundu.Okurken yazdıklarınızı içimizde hissettirdiniz gene hocam. Seviyoruz sizi...🍂
Mona Rosa
2023-11-19T00:39:09+03:00okurken içim sıcacık olmuş kelimeleriniz çok manalı hocam. elinize sağlık
Mona Rosa
2023-11-19T00:38:49+03:00çok hoş olmuş :)