Sır: 04:57

Üstadım, gecem nemli ve aklım seni mıhladı düşüncelerime. 

Çaresizken dilimde 'Baysun’da Bir Çiçek’

okurken titrek sesimle, nasıl çaresizdim görmeliydin. 

Ben sizden sonra başladım rahatımı bozmaya okuyarak. 


Bu bir aşama mı? 

Yazdıklarımın altında kalmalarım ve her kelimelerimde ızdırap çekmelerim. 

Ben böyle değildim eskiden üstadım.


Hassaslaştım ve değerler arttı.

Bir çiçeği bile severek ondan bir parçaymış gibi. 

Anlamlar, mefhumlar, nesneler, maddeler derinleşti ve gün yüzümde sarih belirdi.

Keyif verdi en başında, 

sonrasında hep mi hüzün üstadım? 


Gecenin bu saatinde horuldayanlardan idim bir mazideki dirimde. 

Sizler yabancı değilsiniz. 

Aniden gelen ve kısa süren sulusepken gözyaşı damlaları,

 sizde de olur muydu böyle üstadım?


Burada kumaşlarımdan anlayan yok. 

Renkler birbirini tutmuyor artık. 

Ben böyle değildim eskiden üstadım.


Fakat üstadım, durumlarımızın hemhal olması ne de güzel bir dayanak öyle değil mi? 

Hemhal olan ruhlarımızın, kapısı, çatısı eksik olmasın.


Sahici olan şeyler, beyhude olan uğraşlardan ıraklaşmamı sağlayan bir fısıltı sesiydi, 

hatırladım. 

Dağ evinde, 

Üstadım sormuştum; 'ben de okumak istiyorum' ve bana; 'okuma' demiştin. 

O zaman anladım rahatımın bozulacağını. 

Ben böyle değildim eskiden üstadım.


Beyhude konfor alanının verdiği muvakkati rahatlıklardan ise, 

sahici olan rahatsızlıklar ve içinde sırça köşk dolusu gerçek güzellikler. 

Rahatım bozuldu ve bahtiyarım. 

Soğuk, yayla evinde bercesteler tecellimiz olsun. 

Üstadım.


(Dilimde; 'Baysun’da Bir Çiçek & Kayboluş' titrek sesimle.)

Ankara’dan sevgili Üstadım Veysel Kurkut’a (Pakistan) 2024.