Biri olmak, birileri için biri olmak. Bütün çabalarımızın karşı tarafın bizi görmesi için olduğunu yeni yeni kabulleniyorum.
''Zaten özelsin, özgürsün, en iyisisin böyle kal, değişme'' diyen kişisel gelişim kitaplarının etki alanının bu kadar dar olmasının sebebi de bu değil midir?
Ben özel değilim, ben özgür değilim, ben başkasının gözünden kendine bakan ve her baktığında da değiştirmek isteyeceği bir kusurunun olduğunu gören biriyim.
Ben varlığını üçüncü bir kişiyle temas ederek inşa edenim.
Bu yazımı özgüveni düşük, başkalarına muhtaç birinin yazısı olarak algılayacak olan birileri varsa, onlara ''Neden buradasın?'' diye sormak isterim.
Neden buradayız? Benim durduğum yerden anlaşılmak ve fark edilmek isteyen bir topluluk görünüyor. İçindekilerini ürettikleriyle kusan bir topluluk.
Oğuz Atay, ''Korkuyu Beklerken'' kitabında ''Ben buradayım sevgili okuyucum sen neredesin acaba'' derken, ben ve biz burada bir şey yaparken gözlerimiz birbirine temas etsin ve orada görünür olsun istiyoruz.
Ben de Bubi' Sanat'tayım, o hâlde görünürüm.