hayat dediğin kafanda kurguladığın şeydir. nasıl istersen öyle kurabilirsin. gereken sadece hikaye edebilme yeteneğidir.
olan biteni yorumlayıp kendince yeni güzel hikayeler yaratabilirsin. başına gelen en kötü şeyi dahi hayra yorabilir, her olanda bir anlam, her gördüğünde bir hayranlık ve bir heyecan duyabilirsin.
sorunumuz hikaye üretemeyişimizde. eskilerden kalmış olanlar dandirik artık. uymuyor şimdiki zamana. oysa insanlar inatla eski olana inanmak istiyor. daha garanti olduğu için galiba. boşlukta kalmak daha kötü çünkü. kafa karışıklığı, kargaşa, uyumsuzluk çıkarır yeni olan. tek tek ve bütüncül hikaye kurmak belki de imkansız bu çağda. eskisi uymuyor, yenisi artık çok zor.
topyekûn bilime inanıyoruz mesela. ama kurgunun hiçbir yerinde her birimize yer yok. bilimciler birer rahip gibi, bu kurgu da onların tekelinde. birileri çıkıp derli toplu anlatmayacaksa, her bilimsel icat bir mucize gibi. alışıyoruz ama anlamıyoruz.
bilgi dahi bir kurgu. bütün bir gerçeği hiçbir zaman öğrenemeyeceğiz.
ve biz halihazırda inanacak ve hep yapageldiğimiz gibi hikayeler kuracağız yalnızca.