Beni anlamadınız

Şahit olsun yıldızlar ve gökler

Çehreme batan kılçıkları çıkarırsınız sandım

Oysa üzgünlüğün manifestosundan habersiz kaldınız

Vaadi kırık plak gibi kalmayacak yalnızlığımız

Derken kalabalıklaştınız

Kiralık cümleler yazılırken

Yalanların ayininde hırçınlaştınız


Beni anlamadınız

Karanlığın ilhamı ciğerimde değirmenler döverken

Gökyüzü ispiyonlandı bahar kavgalarına

Ücra köşelerin sırt çevirdiği vadilerde değil

Çilesi bitmez ayazların kovuğunda saklanmışsınız

Vitrin kaburgalarına saklı kement dalgaları çağırıyor

Ve sanıyorum ki

Bir öğlen sıcağında çırpınan

Yanılgılara yoldaşsınız


Beni anlamadınız

Üzerine titrediğim şiirlere ayaklarınızla bastınız

Oysa ömür dediğin doğmamış şiirlerin satırlarında gizliydi

Ne yapsam farkına varmadınız

Hançeri kalbime değil yarınlara

Masumiyetini kaybetmiş aşklara

Yarım kalmışlara

Nefreti kucaklamış son hatıralara attınız.


Beni anlamadınız

Bir gün olsun sırlarımı çözmeye çalışsaydınız 

Görürdünüz çölleri dolduran hayal denizi penceremi

Kor alevler arasında kendime bir yer tuttum bunca zaman

Vakit han duvarlarından kesik kesik sızdıkça

Umudun mezarına vurulan kürekler

Ve bir kırık taşa adımı yazdınız

Bana nasıl kıyarsınız


Biliyorum

Beni anlamazsınız

Zaten anlamaya da çalışmazsınız 

Ben ciğeri solgun yetimlerin gözyaşlarından bahsediyorum 

Siz rahat olmayan yataklara yabancısınız

Ayakları yangın yeri bir kağıt toplayıcısı kadar

Hayatın sillesi çınlatır köle yığınları

Kahrolur zerrelerim evrensel bir acının bitmeyen şarkısında

Şafağın tohumlarını ekmeye geldiğinde toprak 

Reddedince çürümüş iyi niyetleri

İnanın kaçacak yer bulamazsınız.


“Ne olurdu beni anlasaydınız”