İhsan gözlerini hiç ayırmadan şu sonsuz uzaklıktaki ufka bakındı. Yaklaşık iki dakika sürdü. Ve sonra hiçbir şey demeden ayrıldı ahşap bankın üzerinden. 


Palmiye ağaçlarının oraya gitti. Aralarından geçerken öylesine anlamsız hissetti. Aklında geçen akşam yediği ananasın tadı vardı ve bu yüzden düşünceleri paslanmış haldeydi. 


Bir sigara yakmayı düşündü ama hiç sigarası yoktu. Yürümeye devam etti. Ta ki ilk siyah kediyi görene dek. Nedense en az rastlananlar onlardı. 


Sonra sarılığa bürünmüş bir kadın ve yanında iki siyah kediyle karşılaştı. Yorulmuş ve ciğerleri sızlamıştı. Kadın İhsan'ı görünce hiç umursamadı. Fakat sonra kedilerden birine usulca fısıldadı. 


Siyah kedilerin toplumda niye dışlandığını şimdi anladı İhsan. Gölgesi yoktu kedinin çünkü. Gölgesi olmayan bir şeyden korkarsınız. Kendisine iyice yaklaşınca yavaşça eğildi onunla aynı seviyeye gelebilmek için. 


Kediyse dalga geçti. İhsan'ın kendini üstün görmüş olabileceğini bildiğinden kafasının üzerine fırladı. Hareketsiz hâlde soğuk kafanın üstünde bekledi. Bir süre öylece ufku izledikten sonra kuyruğunu İhsan'ın alnına değdirdi siyah kedi. Ve sonra İhsan da gölgesiz oldu. 


Artık sarılı kadın onu umursuyordu. Doğrudan gözlerine bakarak "Gel." dedi. İhsan kabul gördüğü için sevindi. Fakat biraz düşündükten sonra şöyle seslendi: "Senin yanında olamam çünkü birbirimize uygun değiliz."


Kadın bu cümleyi anlamsız buldu ve kedileriyle birlikte ayrıldı oradan. Komik yürüyüşlü kedilerden bu sefer diğerine fısıldadı. Hızla İhsan'ın yanına fırlayarak burnuna bir çizik attı kedi. Ve sonra yine kadının yanına gitti. 


İhsan'ın gölgesi yerine geldi ve yeniden eski hâline döndü. Bu anlamsız karşılaşmanın niye olduğunu düşünmedi. Bir ahşap banka oturdu ve dün geceki ananasın tadını merak etti. Hem ekşi hem tatlıydı. 


Böylece sonsuz ufka göz attı ve oldukça garip bir yerde yaşadığını düşündü İhsan. Çağın yeni hastalığını izledi bulutlarda. Fazlasıyla dert ve bunun yanında dertsizlik. Hangisi daha kötüydü bilemedi. "Hiç derdiniz yoksa yaşamış sayılmazsınız." dedi bulutlardan biri. 


Hiçbir şeye tutkuyla bağlanamayan insanları düşündü. Bulutlar ve ananas meyvelerinin hiçbir anlamı yoktu. Şimdi üzerinde oturduğu bankta neden bulunduğu son derece anlamsızdı. Fakat buna rağmen hiçbirini önemsemedi. 


Aklında kusursuz hâldeki ufuk çizgisini izlemek vardı yalnızca. Bütün ufuk çizgilerinin böylesine kusursuz olup olmadığını ise hiç düşünmedi. 


Eve gitmeden önce son derece ekşi bir ananas alması gerektiğini hatırladı. Ve sonra hiçbir şey demeden ayrıldı ahşap bankın üzerinden.


Niye öyle yapması gerektiğini sormadı. Sadece yaptı ve yeniden huzurlu hissetti.