bir şey söyle gülüm

siyahın en yağmur kokan tonu

avuçlarımdaki çaresizliğim

yüreğimin köşesindeki gupsem

düşünürkenki sıtma nöbetlerim

aşk dedikleri böyle çaresizlik

ve böyle talan gözlerim

yorgun bedenim seni istiyor

yüzyıllar var ki görmedim

deniz kenarında sarılabilirdim

dudaklarından içerken bir damla hasreti

seninle bozabilirdim aşk orucumu

israf etmeden, ihmal etmeden, pişman etmeden


ah sevgilim

ah sevgilim


söyleyemediklerim dağları aşıyor

bazı geceler anlamsız bir sızı içimde

yakar beni ta ki nefessiz bırakana dek

bir vaveyla kadar yakınsın bana

göz bebeğim kadar uzak

bir hikaye anlat sağ kulağıma

sadece senin sesin ezsin kelimeleri

kahramanlar olsun ve kavuşmalar

sevişen aşıklar olsun ve yüksek çayırlar


bir şey söyle siyahım

saç tellerin göğsüme dükülmeyecekse

koynun gibi kokmayacaksa odamız

ne anlamı var çaresizce uyanmanın

günah düşüncelerimin esiriyim

sen ve ben karşılıklı çıplağız

ayakta duruyorken ağlıyoruz

göz yaşlarınla duş alıyorum

şimdi bağırmak istiyorum

şimdi susmak istiyorum

şimdi öpmek istiyorum

ama utandırıyor beni hayallerim


ah kadınım

ah kadınım


darağacına asıyorum ruhumu

bakıyorum ki sallanıyor gençliğim

ve umut edip de uzanamadıklarım

genceciksin ve çok yaşayacaksın

bir görsen içimdeki seni, yücesin

bir görsen şaşarsın

benimle çölleri aşar mısın

benim inandığım gibi inanır mısın

kollarımda senin boşluğun

yanımda gezerken hayalin

kokundur sarhoşluğum

içerim ve ölürüm

sevişsek çok aşk olmaz mıydı