anlaşılmayı bekledikçe,

daha da zor oluyor anlaşmak.

bir süre sonra mutlaka

eziyete dönüyor konuşmak.

galiba artık

kimsenin umrunda değil bir şeylerı anlamak.

geldiğimiz noktada insanlar

sadece anlatmak istiyor.

sadece konuşmak.


tabi bu başta böyle sadece

öyle dümdüz dinlemezsen

egosuna yediremiyor.

karşıt görüş belirtme sakın,

zira istemiyor.

kanıtın mı var, sus, aman!

sunsan da dinlemiyor.


bu insanoğlu şu zamanlarda,

satmamakla övünüyor fikirlerini

ama kiraya vermekten asla çekinmedi,

ona verilmiş en değerli şeyi, zihnini.

bir kere de inandıysa hep yetti ona.

üstüne bir kere daha düşünmeyi,

reddetti, düşünmeden tabi :)


ve en acısı artık

hiçbir türlü dokunamazsın kimseye,

özellikle bu zamanlarda

tuhaf bir şekilde,

namus gibi korunuyor beyinler.

zamanında birileri içine girmiş çıkmış

sanki çıkarken de kapıları kilitleyip bırakmış


dürüst olmak gerekirse,

bazen soru sormanın bile

"hakaret!" sayıldığı bu iğrenç devirde

bir daha kimseye hiçbir şey katamama düşüncesi,

beni kahrediyor.