Özür dilerim anne. Bunu sana borçluyum çünkü bu sıralar hayatım beni çok bunaltıyor ve sana yansıtabiliyorum. Aynı zamanda normal şartlarda da asla seninle iyi anlaşamadım. Evet bunun tek suçlusu ben değildim. Ama içindeki o korkak çocuğu hiç unutmamam gerekirdi. Bugün karşıma okul döneminden kalma, formalı, kısa saçlı ve çekingen olan o fotoğrafın çıktı. Bu fotoğrafa bakmaya asla dayanamıyorum. O kadar masum ve o kadar ezilmişsin ki gördüğüm anda boğazımda zincir gibi düğümler oluşuyor. Keşke birbirimizi daha iyi anlayabilseydik. Hiçbir şeyin sebebi sen değilsin, her şey onlar yüzünden oldu. Sana bunları yaşatanlardan nefret ediyorum. İnsanın işleyebileceği en büyük suçtur birinin çocukluğunu çalmak. Biliyorum sen de istemedin böyle olmasını, senin suçun değildi. Senin de hayallerin vardı, sen de küçük bir kız çocuğuydun sadece. Dünya adil bir yer değil, asla olmadı, asla da olmayacak. Ben yine de bunun için elimden geleni ardıma koymayacağım. Uzatılan her yardım eli şahsi bir meselemdir. Ezilen bir çocuk görmeye o kadar dayanamıyorum ki... Çocuklar gülsün diye her şeyi yapacağım. Eğer birisi sizi üzerse ben de onu üzeceğim. Sizin en derindeki yaralarınıza sarılmak için elimden gelen her şeyi yapıyorum ve yapacağım. Hiçbir şey tesadüf değildir bu hayatta ve biliyorum ki bu fotoğraf da boşuna çıkmadı karşıma. Hayat vurdumduymazlığı pek sevmiyor anladığım kadarıyla. Ben neyi ihmal edersem onu öyle bir hatırlatıyor ki bu hale geliyorum. Hayat öyle masallardaki gibi bir yer değil işte. Mutlu sonların mutsuz çeyrekleriyiz hepimiz.