Yetimhane kapısında tanıdık bir koku,

Avluda aşina sesleri,

İstasyonda bir çift yeşil gözü,

Ufukta bir parça günü,

Sabahın ilk ışıklarında ezan sesini,

Hatta bazen mezarlıklarda ihtiyaç duyduğu kucağı bekliyor insan.


Biraz bozukluğa,

Bir vefasızda yer etmeye,

Başka yüzlerde evini bulmaya,

Yıllanmış kırıklıklarını onarmaya

Hatta her gün ölmeye çalışıyor insan.


Sen kalbim!

Ne bekliyor ne de gidebiliyorsun

Öldürmek için silahlara ihtiyacın yok,

Sen yemyeşil ormanların içinden bana bakıyorsun.

Korkma ey insanoğlu cehennemden

Ne yaşamaya ne de ölmeye çalışıyorsun.

Biz o surun yüksek tepelerindeyiz,

Ne ateşe atlıyor ne de Kevser'den içebiliyorsun.