Her nefesi yavaşlatmanın kurduğu bir şehir

Sükûn dağından meskûn telaşlara

Direnmeyi bilen boynunun

Çiçeklenmeye unutulmuş yerleri

Biraz güneşli yağmur

Ki ne papatya

Ne kırmızı gelincik

Ne hercai menekşe



Arafsız bir yürekte

Konuştum gözlerimle

Çoğu şeyin anlamında bir çiçeğin

Boynuna tutulmuş yerlerini

Yorgunluğa uyutulmuş hevesim

Yaşım hep geçe



Kandır beni tutan sen

Üstüme sürdüğün ellerdeki iz

Arafsız bir yürek benimkisi

Ya mahkûmsun 

Ya güneşin doğduğu bahçemde

Siddal’ın mezarını açmam ben

Bulandırmam getirmediğim suyu



Parmak uçlarından yükselip

Gözlerime değen 

Bir sen kalmalıydı biraz

Karıştırıp durduğum içimde



Kanattığını anlayan bir diken için

Bin gülden su esirgemek

Varamayan cümleler için iddialı noktalamalar

Kan acıyla nasıl reyhan 

Nasıl da serin şu sabah uyanmak



Vakit geç oldu

Kaçman gerek İbrahim

Öyle yorulmuş

Bozulmuş yaralar 

Yazıp yazıp silmeler

Koşar adım düşmeler



Kaçışı bilir hüznün

Uçuşa kanar yüz’nün kuşları

Şiirler gömen bir adamı düşün

Elleri toprak geceden 

Kapıların kirişinde değil kâlbi

Derken vakit

Yaşım doldu gözüme



*****



Artık her güzelin beni yaraladığı yerdeyim

Her güzelin

Beni öldürmeyip 

Çekiştirip canımdan

Çekiştirip canımdan

Gül’dürmediği yerdeyim

Bir güzelin

Öldürmediği yerde



Öldüğüm yerde yaralı haldeyim

Güzel






Mirza Şâmil.

26Şubat’24


.



Gül’düğüm yerde karalı haldeyim


kanla


Olduğum yerde senden halliceyim


güzel




.