Hiçbir gerçeğe sığamamak

Ve saadeti bulamadan yoksullukla yürümek

Eski zaman insanları da bu yokuşu görmüş müdür diye düşünmek

Bunca arayışın arasında bir de aklım sende kaldı

Neredeydin

Ne zaman geleceksin

Ve ne zaman bulacaksın izimi

Çok hırpalandım,

Çokça yalnız kaldım

Seni bulmak için tavaf ettim bu dünyanın en yalnız yerlerini

En dik uçurumları

En dipsiz suları

Ruhun aradığı ve beklediği bir haber gibi 

Sarmaşıklar sarmış her yanını

Susamış hep

Solmuş bir kaç anıt gibi 

Ne acizlik üstüne dikilmiş şu bedenin 

Hep görmezden gelinmiş ah edişleri

Sanma ki hep böyle kalır




Ne anlatmak istersin de hiç anlamazlar?

Anlaşılmasını istemediğini hep nasıl anlatırsın?

Nasıl bir efsunsun sen?

Kaç yoldasın

Nereye çıkarsın

Nasıl bulunur izin

Aradığın bunca zamandır bensem

Ya kaçtığın yerlerden birindeysem

Kaybolmadan bul diye beklerim

"Bul izimi ve kopsun bu dünya pencerenden,

Sarıl ve kurtar bu dünyanın sessiz kuruntusundan 

En küskün yerlerde barışalım

Biz hep böyleydik 

Seni bulduğum yerden koptuğumuz yere kadar

Şimdi tutunacak bir kaç şey kaldı

İnan bu dünya bir yük değil

Sırtında taşıdığını sandığın için

Seni tanıyorum

Gözlerinde buluşacak


Ve ellerinde biteceğim."