Arif;


Günler birbiri ardına o kadar hızlı sıralanıyor ki gözümü kaçıp kapattığım anda mevsimler değişiyor, güneşin doğuş ve batışını çoğu günler kaçırıyorum ama eskisi kadar umursamıyorum. Şimdilerde daha önemli bir iş edindim senin nasıl öldüğünü hesaplamakla geçiyor günlerim yani tam olarak çocukluğundan başlayıp seni sona getiren kaderin izlerini takip ediyorum bir yerlere bir eksiklik, farklı bir dönemeç olmalı diyorum kendi kendime, bir şeyleri kaçıyorum henüz ne olduğunu bulamadım. Geçen gün istemsiz Arif arabayla giderken bir his içimi kapladı sonrasını şöyle hatırlıyorum; arabanın kayışı, airbaglerin patlayışı ,arabanın takla atışı ,toz bulutu ,sanki göçük altındaymış gibi bir hissetiş,bağırmaya çalışmam,kurtarılmam,ambulans kapanış.Tuhaf değil mi Arif kaderin beni senin kapına kadar getirdi ama anahtarı vermeyi unutmuş.


İnsanlar yaşamayı ne kadar abartıyor Arif şunun şurasında kaç sene yaşacağız bilinmez.O yüzden kararlar alıyorum bazı seçimler hayatımı etkilesede elimi ateşin altında gezdirmem gerektiğini biliyorum.Ben İsa gibi çarmıha geriyorum bedenimi,dünyayı var saymıyorum ,İsa yerine yahuda mı demem gerekiyordu gene kafam karışıyor Arif ,her şey birbirine giriyor virigülün ,noktanın nerede duracağını hesaplayamıyorum hep eksiklik kalıyor kelimeler devrik kalıyor cümleler öfke kaplıyor içimi.

Keşke her şey farklı olsa Arif, bir zaman makinem olsada o zaman geri dönsem belki daha mutlu olurum diye geçiyor içimden düşünüyorum düşünüyorum gözlerimi kapatıyorum karanlık değil istediğim zamanda oluyorum daha farklı ülke varmış hani şu yazar o ülkenin özlemini çekiyordu. O ülke nerede Arif biz neredeyiz